Hanefi ve Şafi Mezhebine Göre Hayız Hükümleri
Hanefi Mezhebi Hükümleri
Hayız hali ve bazı meseleler
Kadınlara özel haller fıkhın en önemli konularından birini teşkil etmektedir. Zira kadının namaz kılması, oruç tutması, Kur’an’ı eline alması ve okuması, Kâbe’yi tavaf etmesi, mescide girmesi, cinsî münasebeti, iddet müddeti vb. dinî hükümler bu hallerle yakından ilgilidir. Kadınlara mahsus bu haller hayız, nifas ve istihâzedir.
Hayız (Aybaşı Hali) Nedir?
Hayız (Aybaşı), kadınların hastalık ve doğum halleri dışında belli yaşlar arasında rahimden gelen bir kandır. Buna hayız, ay hali, aybaşı, muayyen hal gibi adlar da verilir.
İslam dininde bazı ibadetlerin yapılmasına engel olan hükmî kirlilik (hades) olarak nitelendirilmiş ve bununla ilgili bazı fıkhî hükümler konmuştur.
Kur’an’da hayzın bir nevi sıkıntı ve rahatsızlık hali olduğu belirtilir.
“Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: “O bir ezadır (rahatsızlıktır) (Bakara, 2/222).
Ne Zaman Başlar, Kaç Yaşına Kadar Sürer?
Hayız hali, en erken 9 yaşında başlar. Genç kızlar bu halin başlamasıyla bulûğa ermiş olurlar. Bu hal, en geç 55 yaşına kadar, her ay belli sürelerle devam edip gider. Bu yaştan sonra da kesilir. 9’dan önce ve 55’ten sonra görülen kanamalar, muayyen halden sayılmazlar. Bir hastalıktan gelen istihâze (özür) hali kabul edilirler (Diyanet İlmihali, I, 212).
Nasıl Belli Olur?
Hayız akıntısı kırmızı, siyah, sarı, bulanık yeşil ve kiremit renklerinde olabilir. Bu renklerden biri görülünce, hayız halinin başladığına hükmedilir. Hayız hali sona erdiğinde ise, gelen akıntı beyaz renktedir ve rahmin tabiî akıntısıdır. (Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, 94).
Kaç Gün Sürer?
Hayız hali, en az 3 gün, en çok 10 gün sürer. 3 günden (72 saat) az gelen akıntı ile 10 günden (240 saat) fazla gelen akıntı muayyen halden sayılmaz. Bir hastalıktan (İstihaze) geldiği kabul edilir (Diyanet İlmihali, I, 212).
Hayız süresi içinde akıntının devamlı olması şart değildir. Ara sıra kesilebilir. Mesela, bir kadın üç gün kanama görse, sonra iki gün akıntı kesilse, sonra yine üç gün daha kanama olsa, o kadının hayız müddeti 8 gündür. Arada akıntısız geçen iki gün de hayız günlerinden sayılır.
Önceden hayız süresi beş gün olan bir kadın, daha sonraki ayda beşinci günün bitiminde temizlenmeyip kendisinden altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu ve onuncu günlerde de kan gelmeye devam etse, bu durum on günü geçmediği takdirde önceki beş günden sonraki akıntılar da ay halinden sayılır. Yani kaç gün kan gelmişse ay hali süresi o kadardır.
Eğer önceki aylarda ay hali süresi beş gün olan kadının kan akıntısı on günü geçerse mesela on iki gün olursa onun ay hali yine beş gündür. Beş günden fazla olan yedi günlük süre istihâze yani özür sayılır. Bu günlerde kılınmayan namazların kaza edilmesi gerekir.
Hayız Bittikten Sonra Onu Takip Eden Temizlik Süresi En Kısa Ne Kadardır?
15 gündür (Diyanet İlmihali, I, 212).
Hayız Çağına Giren Bir Kız Kendisinde İlk Kanamayı Görünce Ne Yapar?
Hayız görecek çağa gelen bir kız, ilk defa görmeye başladığı kanamadan dolayı, hemen namazı, orucu terk eder. Bu kıza “mübtedie” denir. Bununla birlikte dinî mükellefiyetler başlamış olur. Şayet hayız hali üç günden az sürerse hayızlı olmadığı anlaşılır
Hayız Olmayan Bir Kız Ne Vakit Ergin Sayılır?
On beş yaşını bitirmekle ergenliğe girmiş olur.
Hamile Kadının Gördüğü Kanama Adet Kanı Mıdır?
Hayır. Bu kanama özür kanıdır (Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, 97).
Nifas (Lohusalık Hali) Neye Denir?
Nifas, doğum sonrasında kadından gelen kana denir. Nifas haline Türkçemizde “Lohusalık hali” denir.
Nifas (Lohusalık Hali) Kaç Gün Sürer?
Nifas, yani lohusalık halinin en az kaç gün süreceği belli değildir. Bir gün bile olabilir. En fazla devam müddeti ise 40 gündür. 40 günden fazla sürmez. 40 günden sonra kesilmeyip devam eden kan, artık nifas kanı değil, istihâze (özür) kanıdır.
Bazı kadınlar çocuk doğurduktan sonra ancak 15-20 veya 25 gün kadar nifas görürler. Sonra kan kesilir. Böyle kadınların, nifas süreleri bu kadar olmuş olur. Bundan sonra yıkanır, namaz kılıp oruç tutmaya başlayabilirler. Nifasın en uzun süresi, Şâfiî mezhebine göre 60 gündür (Diyanet İlmihali, I, 214).
Düşük Yapan Kadın Nifaslı Sayılır mı?
Düşük çocukların el, ayak, parmak gibi uzuvları belirmiş ise, nifas hali meydana gelir. Fakat azaları henüz teşekkül etmemiş bir düşük ile nifas hali vücut bulmaz (Diyanet İlmihali, I, 215).
Bir kadın, düşükten önce veya sonra kan görür ve düşüğün yaratılışı da açık (uzuvları belli) olursa, kadının önceki görmüş olduğu kan, hayız kanı değildir, düşükten sonra kan gördüğü için, o kadın lohusa sayılır. Fakat düşüğün yaratılışı (uzuvları) belli olmamışsa önceki gördüğü kan; eğer, kadını hayızlı saymaya imkân varsa, hayız kanıdır (Feteva-i Hindiyye, I, 132).
Azası belli olmayan çocuğu düşüren kadından gelen kan üç gün devam eder ve ondan önce geçmiş hayızından sonra tam bir temizlik devresi geçerse hayızdır. Temizlik devresinin geçmesi iki hayız arasında fasıla (ara) teşkil etmek için lazımdır. Kan üç gün devam etmez de ondan önce tam bir temizlik devresi geçerse yahut üç gün devam eder de ondan önce tam temizlik devresi geçmezse veyahut hem üç gün devam etmez, hem de önceden tam temizlik devresi geçmezse gelen kan istihâze (özür)dir (İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, I, 503-504). Ceninin hali yani azası belli mi değil mi, bilinmezse mesela; çocuğu helada düşürür de devam üzere kan gelirse bakılır. Mesela; hayzı 10 gün, temizlik devresi 20 gün, nifas da 40 gün ise çocuğu hayzının ilk gününde düşürdüğü taktirde 10 gün namazını yüzde yüz bırakır. Zira bu kadın ya hayızlı, yahut nifaslıdır. Sonra yıkanarak 20 gün namazını şüphe ile kılar. Çünkü nifaslı veya temiz olması ihtimali vardır. Sonra 10 gün namazını yüzde yüz bırakır. Zira ya hayızlıdır, yahut nifaslı. Sonra yıkanarak 20 gün yüzde yüz bilerek namaz kılar. Bu kırk günü tamamlamak içindir. Ondan sonra adeti 10 gün hayız, 20 gün temizlik devresi olur. Çocuğu hayız günlerinden sonra düşürürse, o vakitten itibaren temizlik devresindeki adeti kadar şüphe ile namazını kılar. Sonra hayızdaki yüzde yüz bildiği adeti kadar namazını terk eder (İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, I, 504).
Ameliyatla Doğum Yapan Kadınlar da Nifaslı Sayılırlar mı?
Çocuk ameliyatla (sezeryan) alınır ve kan rahimden değil de sadece karından çıkarsa, bu kan, yaradan akan kan hükmündedir nifas hali tahakkuk etmez. Kan, ancak rahim yoluyla dışarı çıkarsa, kadın nifaslı sayılır.
Nifas Müddeti İçinde Görülen Temizlik Nifastan Sayılır mı?
Evet, sayılır. Meselâ 10 gün kan gelip 5 gün kesilse, sonra tekrar kanama başlasa ve 10 gün kadar sürse, bu 25 günlük sürenin hepsi de nifastan sayılır. Çocuğun dünyaya gelmesiyle lohusalık başlamış olur.
İstihâze (Özür) Hali Nedir?
Hayız ve nifas müddetleri dışında, rahimden akan kana istihâze yani özür kanı denir.
İstihâze kanı, hayız ve nifas kanından farklıdır. Bu kan, damardan geldiği için ince ve kokusuzdur. Tıpkı burundan vesaire azalardan akan kan gibidir. Bir özür ve hastalık kanıdır. 3 günden az, 10 günden fazla ve hamilelik esnasındaki kanamalar ile 9 yaş öncesi ve adetten kesilmiş kadından gelen kanamalar istihâze (özür) kanıdır.
Hayız ve Nifası Bitmiş Kadına, Gusletmeden Evvel Kocasının Cinsî Münasebette Bulunması Helâl Olur mu?
Hayız ve nifasın azamî müddetleri (hayızda 10, nifasta 40 gün) geçince kadınla cinsî münasebet helal hale gelir. Guslü beklemek gerekmez. Ancak yine de kadın guslettikten sonra temas, müstehab kabul edilmiştir.
10 günden evvel hayız ve 40 günden evvel nifas halinin sona ermesi durumunda ise, cinsî münasebet derhal helâl olmaz. Zira bu durumda cinsî münasebetin helal olabilmesi için kadın ya yıkanmış olmalı ya da yıkanmamış olsa bile hayız ve nifas için zikredilen normal sürelerin üzerinden en az bir namaz vaktinin geçmesi gerekir. Bu takdirde gusledilmemiş bile olsa, cinsî münasebet helâl hale gelmiş olur.
Hayız ve Nifas Hali Devam Ederken Geceleyin Uyuyup Sabahleyin Temiz Olduğunu Gören Kimsenin Durumu?
Bu kişinin geceden temiz olduğuna hükmedilir ve yatsı namazını kaza etmesi gerekir (Serahsî, Mebsut, III, 151). Ancak geceleyin temiz olarak uyuyan kimse sabahleyin kan görse kanı gördüğü vakitten itibaren hayızı başlamış olur.
Cünüp olan bir kadın boy abdesti almadan hayız olsa veya hayızlı bir kadın ihtilam olsa gusül alması tavsiye edilir.
Hayız ve Nifas Döneminde Yapılamayacak Şeyler:
1. Hayız ve nifas halindeki kadından her türlü namaz mükellefiyeti düşer. Kadınlar hayız-nifas halinde oldukları müddet zarfında, namaz kılmaları kendilerine haram olur. (Diyanet İlmihali, I, 212).
Kadınların hayız ve nifas halinde iken kılamadıkları bu namazları sonradan kaza etmeleri gerekmez. Zira Hz. Peygamber (s.a.v)’in sevgili eşi Hz. Âişe bu konuda şu tecrübesini aktarmaktadır: Bir kadın Âişe (r.a)’a: “Hayız gören bir kadın namazı kaza edecek mi?” diye soru sordu. Âişe (r.a): “Sen Harûrîlerden misin?. Biz Resûlüllah (s.a.v)’in yanında hayız gördüğümüz zamanlarda namaz kılmazdık ve kazasıyla da emrolunmazdık” diye cevap verdi (Buhârî, “Hayz”, 20).
2. Hayız-Nifas halindeki kadınlara, namaz kılmak gibi oruç tutmak da haramdır. Ancak namazdan farklı olarak oruçlu geçiremedikleri günleri temizlendikten sonra kaza etmeleri gerekmektedir (Diyanet İlmihali, I, 214).
Hayız ve nifas halinde oruç tutamayan bir kadının, yemeyip içmeyip oruçlu gibi durması doğru değildir. Temiz iken niyet edip oruca başlayan kadın imsaktan sonra gündüzün her hangi bir saatinde hayız veya nifas olsa orucu bozulur. O gün akşama kadar oruçlu geçirmesi caiz değildir. Yemeyip içmeyip oruçlu gibi durması uygun değildir. Hayız olan bir kadın gündüz temizlense yani hayızı sonra erse günün geri kalanını akşama kadar yemeden içmeden geçirmesi uygun olur.
Bir kadın kendisine borç olan iki ay keffaret orucunu tutarken hayız olsa o günlerde oruç tutamaz. Fakat hayızı biter bitmez ara vermeden kaldığı yerden keffaret orucuna devam eder ve bu şekilde oruçlarını birbirine ekleyerek hesap edip altmış günü tamamlar. Eğer hayızdan temizlendikten sonra hemen oruca devam etmeyip bir veya iki gün ara verirse keffaret bozulmuş olur ve keffaret orucuna yeniden başlaması gerekir. Çünkü keffaret orucunu ara vermeden tutmak lazımdır.
Bir kadın yemin keffareti olan oruca başlasa ve tamamlanmadan hayız görse temizlendikten sonra yeniden başlaması gerekir. Çünkü kadının üç günden ibaret olan yemin keffaretinin orucunu iki adet arasında tutması mümkündür.
3. Hayızlı kadınların Kur’an okuması ve mescide girip orada kalması Hanefiler de dâhil fakihlerin çoğunluğuna göre caiz değildir. Bu konuda hayız ve nifas halindeki kadın cünüp kimse gibidir. Eğitim ve öğretim amaçlı, vaaz dinlemek için mescide girebilirler, dua ve zikir niyetiyle dua ayetlerini, Fatiha, İhlas gibi sureleri besmeleyi, kelime-i tevhid ve kelime-i şehâdeti okuyabilirler. Maliki fakihleri ise, kadın hayız süresi içinde Kur’an okuyabileceğini, fakat hayız kanı kesildiği andan itibaren gusledip temizleninceye kadar cünüp hükmünde olup Kur’an okuyamayacağını belirtmişlerdir. Zira onlar cünüplük halinin iradî, hayzın ise gayri iradî oluşundan hareketle hayızlı kadın lehine bir ayırım yapmayı gerekli görmüş, özellikle Mâlikîler kadınların Kur’an öğretimi ve öğrenimi için böyle bir ruhsata ihtiyaç bulunduğu noktasından hareket etmişlerdir.
Kur’an öğretimi ve öğrenimi ile meşgul olan kadınlar, hatta mazeret beyan etmesinin kendisini zor durumda bırakacağı kadınlar yukarıdaki ruhsattan yararlanarak hayızlı oldukları halde mushafı ellerine alıp Kur’an okuyup dinleyebilirler.
Ayrıca hayızlı ve nifaslı kadınların veya cünüplerin kunut vesaire gibi çeşitli duaları okumalarında, tesbih ve tehlil kelimelerini söylemelerinde ve Hazret-i Peygamber’e salât ve selâm getirmelerinde hiçbir mahzur yoktur (Diyanet İlmihali, I, 213).
Bunun yanı sıra hanımların bu özel günlerinde yapılması yanlış olarak bilinen tırnak, saç ve tüy temizliğinin gerçekleştirilmesinde sakınca yoktur. Ancak kanamanın kesilmesinden sonra yıkanmadan saç ve tırnak kesilmesi tenzihen mekruhtur. Cenazeye bakmak, cenazeyi yıkamak, kabir ziyaretinde bulunmak, yeni doğmuş bebeğe bakmak gibi halk arasında yanlış olarak telakkî edilen bir takım şeylerde her hangi bir sakınca görülmemiştir. Hayız ve nifas halindeki kadın hayvan kesebilir ve kestiği de yenilir.
4. Hayız, nifas ve cünüp halinde bulunanların, Kur’an’a ellerini sürmeleri de haramdır. Hattâ bütün Kur’an’ı (Mushaf’ı) değil, bir âyeti, bir âyetin birkaç kelimesini dahi tutmak haramdır. Ancak Kur’an’a bakmaları ve Kur’an’ı dinlemeleri caizdir. Bununla birlikte hayız ve nifas halindeki bir kadın, namaz kılmakla mükellef olmadığı için secde kendisine vacip değilken cünüp olan kimse, kadın olsun erkek olsun eğer secde âyetini duyarsa tilavet secdesi kendisine vacip olur. Temizlendikten sonra bu secdeyi yerine getirmesi gerekir.
5. Hayız ve nifas hâlindeki kadının veya cünüp olan kadın ve erkeğin Kâbe-i Mükerreme’yi tavaf etmeleri de haramdır (Diyanet İlmihali, I, 213).
Konu ile ilgili bir hadisi şerifte Hz. Âişe validemiz, Peygamberimizle haccettiği sırada kendisinde muayyen hal olmuş, bu durumda haccı yarım kalacak düşüncesiyle ağlamaya başlamıştı. Peygamberimiz (s.a.v) kendisine:
“Ne oluyorsun, ay hali mi gördün? Diye sormuş ve ardından şu açıklamayı yaparak bu, kadınlar tâifesine Allah’ın bir yazısı ve takdiridir. Kâbe’yi tavaftan başka hacıların yaptığı her şeyi yap; Kâbe’yi de ay hâlinden kurtulduktan sonra tavâf edersin” buyurmuştur (Buhârî, “Hayz”, 1).
6. Hayız ve nifas hâlinde olan kadının kocası ile cinsî münasebette bulunması da haramdır. Bu halde yapılan bir cinsî birleşme, büyük günahlardan sayılmıştır.
“Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: “O bir ezadır (rahatsızlıktır). Ay halinde kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah’ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever” (Bakara, 2/222).
Böyle bir günah işleyenin tövbe ve istiğfar etmesi gerektiği gibi ilk günlerdeki ilişki için verebilir durumda iken günahlarını örtecek bir dinar ,25 gr altın, son günlerdeki ilişki için bunun yarısı miktarındaki altın veya değerini vermesi gerekir. Zekat’ın nisabı 20 dinar= 85 gr. altın olduğuna göre bir dinar 4.25 gr. Altındır (Yusuf el-Kardâvî, Fıkhu’z-Zekat, I, 257, 261).
Adet halinde cinsel temasda bulunmak Rabbimizin ve Peygamberimizin buyruklarıyla yasaklanmış olduğu için eşler isteseler ve -bilfarz- bedenî ve ruhî zararlarından korunabilmiş olsalar bile cinsel temasda bulunamazlar. Zira karşılıklı anlaşma haramı helal kılmaz. Bu sebeple bu ilahî yasağı çiğneyen eşler günahkar olurlar.
Hayız hâlinde olan kadının göbek ile diz kapakları arasında kalan avret sahasına kocasının şehvetsiz bile olsa çıplak olarak temas etmesi, el dokundurması da haramdır (Diyanet İlmihali, I, 214).
Cumay b. Umayr’ın rivâyet ettiği bir hadiste Cumay şöyle anlatıyor: “Ben, annem ve teyzemle birlikte Hz. Âişe’nin yanına girdim. Onlar Hz. Âişe’ye hayızlı iken Hz. Peygamber “Sizlerle nasıl münasebette bulunurdu” diye sordular. Âişe validemiz, “Hayızlı olduğumuz zaman bize geniş bir izar giymemizi emreder sonra sine ve göğsümüze iltizamda (temasta) bulunurdu, demiştir” (Nesâî, “Hayız”, 12).
7. Âdet halindeki kadını boşamak haramdır. Bu durumdaki boşama, sünnete uygun olmayan bid’at bir boşama şeklidir.
Hz. Ömer’in oğlu Abdullah, karısını adetliyken boşadığında Hz. Ömer durumu Peygamber Efendimiz’e anlatınca Resûlullah bunu onaylamamış ve şöyle buyurmuştur: “Ona, eşine dönmesini emret. Sonra (illa da boşayacaksa) eşini temizlik döneminde veya hamile iken boşasın.” (Zühaylî, Fıkhü’l-İslâm, I, 622-631).
Şafi Mezhebi hükümleri
Hayz, lugatta akmak mânâsına gelir. Şer’î mânâsı ise, hilkat ve tabiatından ötürü kadından kan gelmesi demektir. Bu kan, kadının rahminin en üst kısmından gelir. Sağlıklı olan ve buluğ çağına giren her kadından belli zamanlarda akar.
Hayz’ın gusl’ü gerektirmesinin delili Kur’an ve Sünnet’tir. Kur’an’dan delili şu ayettir:
Sana kadınların aybaşı hali hakkında soruyorlar.-De ki: (O (hâl) bir eziyettir’. Kadınlar aybaşı halindeyken onlara yaklaşmayın, temizleninceye kadar bekleyin. Temizlendiklerinde Allah’ın size emrettiği yoldan onlara varın. Şüphesiz ki Allah çok tevbe edenleri sever ve çok temizlenenleri de sever. (Bakara/22)
Hadîsten delili ise, Hz. Peygamber’in Fatıma binti Ebî Hubeyş’e söylediği şu hadîstir:
Hayız görmeye başladığında namazı bırak, hayız kesildikten sonra yıkan ve namazını kıl.[1][13]
Buluğdan maksat, kadın ve erkeğin namaz, oruç, hac ve benzeri emirlere muhatap olacak duruma gelmesidir. Buluğ zamanı, bazı şeylerle bilinir:
1. Kadın veya erkeğin ihtilam olmasıyla bilinir.
2. Kadının hayız kanı görmesiyle bilinir. Kadın hayız görmeye başladığı zaman buluğ yaşına girmiş demektir. Bu durum kamerî takvime göre dokuz yaşında meydana gelir. Dokuz yaşına geldiği halde ihtilam olmuyor, hayız görmüyorsa, bu yaşadığı memleketin hayat ve tabiat şartlarından ötürüdür. Yaşadığı memleketin iklimi sıcaksa, kızın dokuz yaşında hayız görmesi mümkündür. İklimi soğuksa daha ileri yaşlarda hayız görür.
3. Kamerî takvime göre, onbeş yaşına geldiği halde ihtilam olmayan veya hayız görmeyen kız, buluğ yaşına girmiş sayılır.
Hayz’ın en kısa, en uzun ve bir de normal müddeti vardır. Hayz’ın en kısa müddeti bir gün bir gecedir. En uzun müddeti onbeş gündür. Normal müddeti ise altı veya yedi gündür. Hayızdan temizliğin en az müddeti onbeş gündür. Temizlik süresi bazen senelerce sürer. Bunlar müşahede ve tecrübeyle bilinen şeylerdir. Bu tür durumların olduğu görülmüştür. Kadın bir gün bir geceden az müddette kan görürse veya on beş gün onbeş geceden fazla kan görürse, bu kan hayız kanı değil, is-tihaze kanıdır. Hayız kanı, istihaze kanından rengi ve şiddetiyle ayırdedilir.
Bu, hastalık kanıdır. Rahmin en altında olan bir damardan çıkar. Bu damara azil denir. Bu kan aktığı zaman abdest bozulur, fakat guslü gerektirmez. Namaz ve orucu bırakmayı da gerektirmez. Bu bakımdan istihaze kanı gören bir kadın, kanı yıkamalı ve kanın aktığı yeri bağlayıp her farz namaz için abdest alarak namaz kılmalıdır.
Hz. Peygamber, istihaze kanı gören Fatıma binti Ebî Hubeyş’e şöyle demiştir:
Hayız kanı siyah bir kandır. Bu kanı gördüğünde namazdan uzakdur. Diğer kan ise hastalık kanıdır; bu kan geldiği zaman abdest al ve namazını kıl [2][14]
Fatıma binti Ebî Hubeyş, Hz. Peygamber’e gelip ‘Ey Allah’ın Rasûlü, ben devamlı istihaze kanı görüyorum, namazı terkedeyim mi?’ deyince Hz. Peygamber şöyle dedi:
Hayır terketme, o hayız kanı değil sadece hastalık kanıdır. Hayız gördüğün zaman namazı terket, kesildiği zaman da onun vaktini takdir et, sonra da kanı yıka ve namazını kıl.[3][15]
1. Hayızlı iken namaz kılmak haramdır. Çünkü Fatıma binti Ebî Hubeyş’in istihaze kanı hususunda rivayet edilen hadîsler buna delâlet eder.
2. Hayızlı iken Kur’an’ı okumak, mushafa dokunmak ve taşımak haramdır.
3. Mescidde durmak -mescidden geçmek değil- haramdır. Bu husus cünüplük bahsinde de geçmişti. Mescidden -beklemeksizin, orada otur-maksızın- sadece geçmenin haram olmadığının delili, daha önce geçen delillerle beraber şu hadîstir. Hz. Aişe şöyle anlatıyor: “Hz. Peygamber mesciddeyken, bana ‘Seccadeyi ver1 dedi. ‘Ben hayızhyım’ deyince ‘Senin hayızın elinde değildir1 dedi”.[4][16]
Hz. Meymune de şöyle anlatıyor: ‘Hayızlı olduğumuz halde, Hz. Peygamber’e mescidde seccade açıyorduk’.[5][17]
4. Hayızlı kadının Kabe’yi tavaf etmesi haramdır. Bu husus cünüplük bahsinde geçmişti. Bunun delilinin biri de Hz. Aişe’nin şu rivayetidir:. “Hac maksadıyla Medine’den çıktık. Şeref denilen yere geldiğimizde benden hayız kanı geldi. Ben ağlamaya başladım, Hz. Peygamber yanıma gelerek ‘Neden ağlıyorsun, yoksa hayız mı gördün?’ dedi. ‘Evet, hayız gördüm’ dedim. Hz. Peygamber ‘Bu, Allah’ın Adem’in kızlarına yazdığı bir şeydir. Hacıların yaptığı herşeyi yap, fakat Kabe’yi tavaf etme’ dedi”.[6][18]
Bunların dışında hayızlı kadına haram olan başka şeyler de vardır:
a. Eğer kanın mescidde akıp mescidi kirletmesi sözkonusu ise mescidden geçmek haram olur. Çünkü kan necistir, mescidi necasetle kirletmek ise haramdır. Kanın akmayacağından emin olunursa mescidden geçilebilir.
b. Hayızlı kadın farz veya nafile oruç tutamaz. Bunun delili şu hadîstir: Hz. Peygamber’e ‘Kadının dini neden eksiktir?’ diye sorulunca, Hz. Peygamber ‘Hayızlı olduğu zaman namaz kılamayıp oruç tutamadığı için’ diye cevap vermiştir.[7][19]
Nitekim bu hususta ictna vardır. Hayızlı bir kadın, hayızdan ötürü tutamadığı orucunu temizlendikten sonra kaza etmelidir, fakat hayızlı iken kılamadığı namazlarını kaza edemez. Hayız kanı kesildikten sonra, gusletmemiş olsa bile oruca başlaması farzdır.
Muaze isimli bir kadın şöyle rivayet ediyor: Hz. Aişe’ye ‘Hayızlı bir kadın neden orucu kaza ediyor da namazı kaza etmiyor?’ diye sordum. Hz. Aişe ‘Biz hayızlı olduğumuzda orucu kaza etmekle emrolunduk, fakat namazı kaza etmekle emrolunmadık’ dedi.[8][20]
Belki de bunun hikmeti şudur: Namaz çok olduğu için kaza edilmesi zor gelir, fakat oruç böyle değildir.
c: Hayızlı bir kadınla cinsî ilişkide bulunmak haramdır. Hayızlı kadının diz kapaklarıyla göbeği arasındaki kısımla oynamak da haramdır.
Kadınlar aybaşı halindeyken onlara yaklaşmayın, temizleninceye kadar bekleyin. Temizlendiklerinde Allah’ın size emrettiği yoldan onlara varın. Şüphesiz ki Allah çok tevbe edenleri sever ve çok temizlenenleri de sever. (Bakara/222)
Bu ayetteki ‘onlardan uzak durun’ ibaresinden maksat; ‘onları terke-din, onlarla cinsî münasebette bulunmayın’ demektir.
Abdullah b. Sa’d, Hz. Peygamber’e ‘Karım hayızlı iken bana neresi helâl olur?’ diye sordu. Hz. Peygamber ‘İzar’ın üst kısmı helâl olur’ dedi.[9][21]
îzar göbek üzerine bağlanan bir sütredir. Göbekten diz kapaklarına kadar sarkar. İzann üst kısmı sözünden maksat ‘göbekten yukarısı’ demektir. Göbekten diz kapaklarına kadar olan kısım haramdır. Diz kapaklarından aşağıda ise ayak bilekleriyle ayaklar vardır.
Doğum, hamlin bırakılması demektir. Bazen doğumdan sonra kan gelmez. Bu durumda doğumun hükmü, cünüplüğün hükmü gibidir. Sadece gusül yeterlidir.
Çocuk, kadın ve erkeğin suyundan meydana gelir. Hamlin yeri ve konumu ne kadar değişik olursa olsun durum değişmez. Doğumun hemen akabinde gelen kana nifas (lohusa) kanı denir. Nifas kanıyla ilgili hususlar aşağıda belirtilmiştir:
Nifas’m lügat mânâsı doğum, şer’î mânâsı ise ‘doğumdan hemen sonra gelmeye başlayan kan’dır. Bu kana nifas denilmesinin sebebi, nefsin (çocuğun) çıkışından hemen sonra başlamasıdır. Kadın için nufesa tabiri kullanılır. Doğum esnasında çıkan veya doğumdan kısa bir süre önce çıkan veya çocukla beraber çıkan kan, nifas kanı değildir. Çünkü çocuktan önce çıkan bir kandır, bu şekilde çıkan kan, hastalık nedeniyle gelen kandır. Bu nedenle kan gelse dahi doğum esnasında da da namaz kılmak kadına farzdır. Ancak o esnada namaz kılma imkânı yoksa, kaza etmesi vacibdir.
Nifas’ın en az müddeti, bir an’dır. Bazen nifas kanı birkaç gün devam eder. Çoğu zaman 40 gün sürer, en uzun müddeti ise 60 gündür. 60 günden fazla süren kan ise istihaze kanı sayılır. Burada esas olan şey, müşahede ve tecrübedir. Bu hususu hayzm müddeti bahsinde anlatmıştık
Âlimler, nifasın da hayız gibi olup hayızdan ötürü haram olan şeylerin, nifas’tan ötürü de haram olduğunda ittifak etmişlerdir.
Hamile bir kadın kan görürse ve bu kan da hayzm en az müddeti kadar (bir gün bir gece) devam ederse, hayzın en uzun müddeti olan onbeş gün onbeş geceyi geçmezse bu kana hayız kanı denir. Zahir olan görüşe göre bu durumdaki kadın namazı, orucu ve hayızhya haram olan herşeyi terketmelidir. Bu kan hayzın en az müddeti olan bir gün bir geceden az veya en uzun müddeti olan onbeş gün onbeş geceden fazla olursa, en kısa olanı ve en uzun olanı istihaze kanı sayılır; namaz ve diğer ibadetler hususunda onun hükmünü alır.
Bazı âlimler ‘Hamile kadının gördüğü kan ne kadar olursa olsun hayız kanı değil, istihaze kanı sayılır. Çünkü hayız kanının çıkış yerini kapatmıştır’ demişlerdir. Genellikle olan durum budur. Kadının hamilelik döneminde hayız görmesi imkânsız değilse de çok nadirdir.
Hamileliğin en kısa müddeti altı aydır. Bunu şu ayetlerden anlıyoruz: Onun taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. (Ahkaf/15) Sütten kesilmesi de iki senede olmuştur. (Lokman/14) Hamilelik ve süt emme müddeti otuz ay, süt emme müddeti ise iki yıldır. Otuz aydan iki yıl çıkarılırsa, hamilelik müddetinin altı ay olduğu görülür ve bu altı ay hamileliğin en kısa müddetidir. Eğer kadın evlendikten sonra altı aydan daha kısa bir zamanda çocuk doğurursa, çocuk da ölü değilse onun nesebi o kadının kocasına bağlanmaz.
Hamileliğin normal müddeti dokuz aydır. Çünkü kadınların çoğu dokuz ayda -birkaç gün önce veya birkaç gün sonra- doğum yaparlar. imam Şafii’ye göre hamileliğin en uzun müddeti dört yıldır. Hamileliğin dört yıl sürmesi imkânsız değilse de çok az vaki olmuştur. İmam Şafii de buna binaen böyle ictihad etmiştir.
Buharî/226; Müslim/333
[10][14] Ebu Dâvud/286 ve başka muhaddisler
[11][15] Buharî/236; Müslim/333, (Hz. Aişe’den)
[12][16] Müslim/298
[13][17] Neseî, 1/147
[14][18] Buharî/290; Müslim/1211. Başka bir rivayette ‘Temizleninceye kadar Kabe’yi tavaf etme1 şeklindedir.
[15][19] Buharî/298; Müslim/80, (Ebu Said’den)
[16][20] Buhari/315; Müslim/335
[17][21] Ebu Dâvud/212 -Büyük Şafi İlmihali
doğumdan sonra yani mevcut luhusa dönemi geçtikten sonra durmayan kanın sebebi ne olabilir acaba(şunuda belirteyim doğum şekli sezeryan)
Sevgili kardeşim doğumdan sonra lohusa dönemi Hanefi Mezhebinde en fazla 40 gündür. bu sure geçtikten sonra akıntı devam ediyorsa bu dinen istihaze (Özür ) kanıdır ve tıbbi bir sorundan kaynaklanmaktadır Doktorla görüşürseniz iyi olur. Ama dinen lohuha müddeti en fazla 40 günü geçmişse ve kanama devam ediyorsa lohusa müddeti bitmiştir akıntı sebebi tıbbidir.Vesselam
temizlik müddetinden 15 gün geçmeden leke görse (12. günde) ve devam etse 15 temizlik müddetini bir gün aşsa o gün oruç tutacak mı daha fazla devam edip etmeyeceğide bilinmiyor bu durumda ne ypılmalı
Kardeşim eğer Şafii Mezhebine tabii iseniz Hayızın en fazla Müddeti 15 gündür. Hanefi mezhebinde ise 10 gündür. bu durumda şafii iseniz 15 günü kanama aşar 16 ncı güne girerse bu istihaze (özür) kanıdır ki 16 gün oruç üzerine farz olur. Hanefi iseniz 10 günü geçtiğinden dolayı akıntı on günden sonraki günlerde gelen akıntı istihaze kanıdır ki yine oruç farzdır.böyle bir durumda temizlik sureleri hanefide 20 şafide ise 15 gün olmuş olur. temizlik sureleri belirtilen adetin altındayken akıntı gelirse buda istihaze olmuş olur.bu durumda oruç yine farzdır.vesselam
Selamun aleykum hocam oncelikle şafii mezhebindenim. Bende hormon bozukluğu var bazen bi hafta hayiz bir hafta temiz bir hafta hayiz oluyorum anlamadığım nokta si benim hayiz gunum sabit 7 dir cok nadir 8 olur surekli yedidir temizlik gunlerim karisiyor. Misal temizlik gunundeyken hayiz olsam ve henuz hayiz bitiminden 3-4 gün sonraysa ve benim hayizim bu bikac günlük temizlik le 15 gunu aşarsa hayizim 7 mi sayilacak yoksa 15 sayilacak kalan zaman aşımı temizlik mi sayilacak
aleyküm selam kardeşim. böyle bir durumda şafii mezhebinde hayzın en fazla süresi olan 15 günü baz alırsınız bu süreden sonraki gelen akıntıları özür sayılır. bu ölçü ile hareket ederseniz kafanız karışmaz. bu 15 gün süre içerisinde kaç gün temizlik kaç gün akıntıları kafa karıştıran hesaplamalarından kurtulmuş olursunuz. birde gerek hormon bozukluğuna gerekse adet düzensizliklerinde bitkisel tedavi uygulayabilirsiniz mesela sarıballı baba bitkisi adet düzenlemede faydalıdır.saygılar
Peki Allah razi olsun hocam normal 7-8 gun surse dahi artik 15 gün olarak mi hesaplayayım
hayır eğer adetiniz düzene girerse takip edersiniz mesela her ay 7-8 gün olurda bundan sonra adetin 15 gün son sınırına kadar akıntı olmazsa yerleşik adete göre hareket edersiniz. 15 nci gün ve sonrasında olaki akıntı gelirse özür kanı sayarsınız.saygılar
Selamün aleyküm hocam ben şafii mezhebindeyim normal adetim 5 gündür 6. Gün güsul alırım ama ben sipral diye bir gebelik önleyici alet taktırdım adetim 5 ten yediye çıktı yani tam kanama vardı bu yedi günden sonra beyaz akıntıyla beraber çok az pembemsi bir renkte görüyorum güsül için tamamen akıntının beyazlamasınımı beklemeliyim yani bütün bu günler hayızmı sayılır ramazandayız hocam lütfen acil cevaplarsanız çok seviniriz sağolun
aleyküm selam kardeşim sipral düzenli adetlerin düzenini sayısı normalde evet bozan birşeydir. sizde de etki etmiş beyazlığın oluşacağı güne kadar adetiniz uzamış beyazlığı ölçü edinin kardeşim.vesselam
Merhaba hocam. Ben 47 yaşındayım. İki aydır regl olmuyorum. Son 3 gündür birkaç damla leke oluyor ama kanama değil. Sadece bezimde ufak bir leke oluyor ve bir daha gün içinde hiç gelmiyor. Orucumu bozmalı mıyım? Namaz kılabilir miyim?
selamun aleyküm malumunuz 3 günün altında süren akıntılar hayz halinden sayılmaz bu yüzden ibadetlerinize devam edin kardeşim
selamün alleyküm safi mezhebine tabiyim normal adet süresi 5.6 gündü spral yani gebelik önleyici taktıktan sonra günler değişti 8. günün mde gusül abdesti aldım akşamına beyaz akıntıya çok hafif pembesimsi leke gördüm bunun üzerine ay başı devam ediyormu namaz oluyormu olmuyormu bide kadın erkek ciması oluyormu yardımcı olursanız sevinirim
selamün alleyküm safi mezhebine tabiyim normal adet süresi 5.6 gün du spral yani gebelik önleyici taktıktan sonra günler değişti 8 günden sonra gusül abdesti aldım akşamına beyaz akıntıya çok hafif pembesimsi Bi leke gördüm bunun üzerine ay başı devam ediyormu namaz oluyormu olmuyormu bide kadın erkek ciması oluyormu olmuyormu