Kategoriler
Tavsiye Siteler
Son Yazılar
Son yorumlar

ED-DÂR (اَلضَّارُّ)1001Sarfyail: Dilediğini zarara sokan, zarar veren, her türlü zarar elinde bulunan ve Onun izniyle var olan; bir hikmete binâen zarar vermek istediği bir kimseden o zararı geri çevirecek kendisinden başka hiç kimse bulunmayan, elem ve zarar verici şeyleri yaratan. Merih saatinde zikrine devam edenin düşmanları kahrolur kendisine bir zarar ilişmez. Cuma günleri bu ismin zikrine devam edenler hak tealaya yakınleri artar. Her türlü semavi ve arzi felaketlerden korunmak için bu ismi Nafi ismiyle baraber zikretmek gerekir. Manevi darlık sıkılma hallerinde basit vasiu […]

Haydarı Kerrar Son Eserleri
Sponsor Olmak İster misin ?

EL-MUNTAKİM (اَلْمُنْتَقِمُ) 630Talyail: Günahkarları/suçluları adaleti ile müstehak oldukları cezaya çarptıran, asilerden intikam alan, emir ve yasaklarına karşı gelenleri, helâl dairenin dışına taşanları cezalandıran; din düşmanlarına, hakkı alçaltmak için çalışanları er veya geç, hatır ve hayale gelmez felâketlerle perişan eden. Allah Teâlâ’nın intikamı vardır. Asilerin belini kıran, canilerin hakkından gelen, taşkınlık yapan azgınlara hadlerini bildiren şübhesiz ki O’dur. Merih saatinde zikrine devam edenler düşmanlarına ve zalimlere karşı galip olurlar. Bu isimde kahriye esmalarındandır. Herhangi bir yer ve sebepten dolayı hakkına tecavüz edilmiş olan haksızlığa […]

EL-VÂHİD (اَلْوَاحِدُ)19Letyail: Bir, zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde ve hükümlerinde asla ortağı veya benzeri ve dengi bulunmayan, bölünüp parçalara ayrılmaması ve benzerinin bulunmaması anlamında tek, eşi bulunmayan; birliğinin tecellisiyle kâinatı bir fabrika gibi çalıştırıp varlıkları o fabrikanın çarkları ve bir vücudun azaları gibi birlik, dayanışma ve bütünlük içerisinde birbirinin yardımına koşturan. Merih saatinde zikrine devam edenin kalbi masivadan kurtulur vahdet deryalarına dalar boş hayal ve emellerle uğraşmaz. Kalbi nur ile dolar. Cuma güneş doğarken bu ismin zikrine devam edenlerde heybet vakar belirir gören herkes […]

EL-MUMÎT (اَلْمُمِيتُ) 490 Tebrayil-Atyail: Öldüren, ölümü veren, kullarını fani dünyadan baki âleme götüren, canlı bir mahlûkun ölümünü yaratan. Allah, yarattığı her canlıya muayyen bir ömür takdir etmiştir. Canlı varlıklar için ölüm mukadder ve muhakkaktır [“Her canlı ölümü tadacaktır” (Âl-i Imrân 3/185, Enbiya 21/35, Ankebut 29/57)]. Hayatı yaratan Allah olduğu gibi, ölümü yaratan da yine O’dur. Ancak bu ölüm, yok oluş, hiçliğe gidiş değil, bilakis fâni hayattan bâkî hayat geçiştir. Merih saatinde zikrine devam edenlerin kötü ahlakları düzelir nefsi ıslah niyetiyle bu ismin kullanılması […]

EL-VELÎ (اَلْوَلِي)46Hakayil-Kehyail: Dost, yardımcı, müminlere dost ve yardımcı, kullarının işlerini üzerine alan, sevdiklerine dost olan ve yardım eden, varlıkların bütün işlerini ve ihtiyaçlarını üzerine alan, bütün yardımlar ve muvaffakiyetler kendisinden gelen, kendisine iman ile bağlananları her zaman yardım, himaye ve yakın dostluğuyla koruyup gözeten. Allah, sevdiği kullarının dostudur. Onlara yardım eder. Sıkıntılarını, darlıklarını kaldırır, ferahlık verir. İyi işlere muvaffak kılar. Her çeşit karanlıklardan kurtarır, nurlara çıkarır. Artık onlara korku ve hüzün yoktur. Herkesin korktuğu zaman, onlar korkmazlar. Merih saatinde veya Zühre de zikrine […]

   EL-KAVÎ (اَلْقَوِي)116Şerail-Mutyail: Kuvvetli, güçlü, her şeye gücü yeten, kudretli, kuvveti bütün kâinata hâkim ve bütün eşyayı zapteden ve bütün varlıkları hükmü altına alan, çok kuvvetli. Merih saatinde zikrine devam edenlerin bağlı olan bütün işleri açılır. Zorluklar kolaylaşır ve düşmanlarına hasmına karşı galip gelir. Aynı şekilde Merih saatinde meşgul olunmak fethe sebeptir. Akşemseddin hazretlerinin virdidir. İstanbul’un fethinde bu esma ile çok meşgul olmuştur. Ayrıca cennet mekan Fatih Sultan Mehmet Han’a bu esmayı öğretti. Oda fetih de daima bu esma ile meşgul oldu.Bedenen ve […]

 EL-MUZİL (اَلْمُذِلُّ) 770Tehmail-Şartyail: İtibardan düşüren, değersiz kılan, alçaltan, zillet veren, dilediğini müstahak olduğu şekilde zillete düşüren, hor ve hakîr eden. İzzet ve zillet, birbirine zıd mânalardır. İzzet kelimesinde “şeref ve haysiyet”, Zillet kelimesinde ise “alçaklık” mânası vardır. Bunlar hep Allah Teâlâ’nın, mahlûkatı üzerindeki tasarrufları cümlesindendir. Merih saatinde zikrine devam eden zalim ise mazlum olur kötü ahlaktan kurtulur. Aynı şekilde Merih saatinde meşgul olan düşmanlarından kurtulur ve selamet bulur.Allahu alem bissavab

EL-KAHHÂR (اَلْقَهَّارُ) 306 Şegail-Vahyail: Yenilmeyen, yegâne galip, isyankârları kahreden, bütün varlıkları emir ve iradesi altında bulunduran, hiç kimse hükmünden kaçıp kurtulamayan. Kahr, bir şeye, onu hor ve hakîr kılacak veya mahv ve helâk edebilecek sûrette galib olmaktır. Allah Teâlâ Kahhâr’dır, her vechile üstün ve daima galibdir. Kuvvet ve kudretiyle her şeyi içinden ve dışından kuşatmıştır. Hiçbir şey O’nun bu ihâtasından dışarı çıkamaz. Ona karşı herşeyin boynu büküktür. Kahrına yerler, gökler dayanamaz. Kahr ile nice azıp sapmış ümmetleri ve milletleri mahv ve perişan etmiştir. […]

EL-CEBBÂR (اَلْجَبَّارُ) 206 Cayil-: Dilediğini zorla yaptırma gücüne sahip olan, iradesini her durumda yürüten, yaratılmışların halini iyileştiren, sonsuz ve sınırsız büyüklük ve kudret sahibi olan; bütün varlıklar bütün yönleriyle doğrudan doğruya kudretine bakan ve emrine boyun eğen; hiçbir şey hiçbir cihetle mutlak kudretine karşı koyamayan, kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan; dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan. Bu ism-i şerif cebir maddesindendir. Cebir, “kırık kemiği sarıp bitiştirmek, eksiği bütünlemek” mânasına geldiği gibi, “icbar etmek”, yani, “zorla iş gördürmek” mânasına da gelir. Bu mânaya göre Allah Teâlâ […]

 EL-AZÎZ (اَلْعَزِيزُ) 94 Mendail-Menciyail: Yenilmeyen, yegâne galip olan, ulu, galip, izzet, kudret ve bütün kudsî sıfatlarıyla acizlik ve kusurlardan uzak olan, bütün varlıkları acizlik, zayıflık ve tezellül içerisinde kendisine boyun eğdiren, mutlak galip, karşı konulamayan güç sahibi, mağlûp edilmesi mümkün olmayan galib. İzzet sıfatı, Kur’an’da birçok yerlerde azab âyetleri bahsinde gelmiştir. Fakat bu ism-i şerifin yine birçok defa Hakîm ism-i şerîfi ile birleştiği görülür. Bunun mânası: Allah Teâlâ’nın kudreti galibdir, fakat hikmeti ile kötülerin cezasını te’hir eder, kötülük edip durmakta olan insanları cezalandırmakta […]