Karadelikler Ak ve Kara Noktalar
Artık yemin olsun, yıldızların (mevki-düştükleri) yerlerine! (Belki de o yıldız eriyip tükenmiştir, şimdi görülen onun milyonlarca yıl sonra bize yeni ulaşan eski halidir.) Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir. (Vakıa,75,76)
Ayette Yıldızların düştükleri yerlere yemin edilmesi, oraların Allah ‘ın varlığını belgeleyen çok düşündürücü yerler olmasından kaynaklanmıştır. Nitekim ondan sonra gelen âyette bu yeminin büyüklüğüne dikkat çekilmiş ve bunun da ancak bilenlerce anlaşılabileceği vurgulanmıştır. Bu ayetler üzerine yemin edilen yıldızların durumları o kadar mucizevi bir ifadedir ki, hem yıldızların parçalanmasına, yok olmasına, hemde anne rahmine düşen ceninin yaratılması gibi tekrar yaratılmalarına işaret eder. Bu durumda bugün bilimin ak nokta ve kara nokta dediği, diğer ifadeyle karadelikler tarafından yıldızların yok edildiği durumu anlatır. Ayetin sonunda da özellikle mütehassıs ilim ehlinin bunu bileceği vurgulanarak bu hikmeti herkesin anlamayacağı ifade edilmiştir. Bu hususta da kısaca bir bilgilendirmede bulunacağız ki konu daha iyi anlaşılsın.
Kara delik, astrofizikte, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisimdir. Kara delik, uzayda belirli nicelikteki maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir de denilebilir. Bu tür nesneler ışık yaymadıklarından kara olarak nitelenirler. Kara deliklerin, “tekillik”leri dolayısıyla, üç boyutlu olmadıkları, sıfır hacimli oldukları kabul edilir. Karadeliklerin içinde zamanın ise yavaş aktığı veya akmadığı tahmin edilmektedir. Kara delikler Einstein’ın genel görelilik kuramıyla tanımlanmışlardır. Doğrudan gözlemlenememekle birlikte, çeşitli dalga boylarını kullanan dolaylı gözlem teknikleri sayesinde keşfedilmişlerdir. Bu teknikler aynı zamanda çevrelerinde sürüklenen oluşumların da incelenme olanağını sağlamıştır. Örneğin, bir kara deliğin potansiyel kuyusunun çok derin olması nedeniyle yakın çevresinde oluşacak yığılma diskinin üzerine düşen maddeler diskin çok yüksek sıcaklıklara erişmesine neden olacak, bu da diskin (ve dolaylı olarak kara deliğin) yayılan x-ışınları sayesinde saptanmasını sağlayacaktır. Günümüzde, kara deliklerin varlığı, ilgili bilimsel topluluğun (astrofizikçiler ve kuramsal fizikçilerden oluşan) hemen hemen tüm bireyleri tarafından onaylanarak kesinlik kazanmış durumdadır.
Kara delik kavramı ilk olarak 18. yüzyıl sonunda, Newton’un evrensel çekim kanunu kapsamında doğmuştur denebilir. Fakat o dönemde mesele yalnızca “kaçış hızı” ışık hızından daha büyük olmasını sağlayacak derecede kütleli cisimlerin var olup olmadığını bilmekti. Dolayısıyla kara delik kavramı ancak 20. yüzyılın başlarında ve özellikle Albert Einstein’ın genel görelilik kuramının ortaya atılmasıyla fantastik bir kavram olmaktan çıkmıştır. Einstein’ın çalışmalarının yayımlanmasından kısa süre sonra, Karl Schwarzschild tarafından, “Einstein alan denklemleri”nin merkezî bir kara deliğin varlığını içeren bir çözümü yayımlanmıştı. Bununla birlikte kara delikler üzerine ilk temel çalışmalar, varlıkları hakkındaki ilk sağlam belirtilerin gözlemlerini izleyen 1960’lı yıllara dayanır. Kara delik içeren bir cismin ilk gözlemi, 1971’de Uhuru uydusu tarafından yapıldı. Uydu Kuğu takımyıldızının en parlak yıldızı olan Cygnus X-1 çift yıldızında bir X ışınları kaynağı olduğunu saptamıştı. Fakat “kara delik” terimi daha önceden, 1960’lı yıllarda Amerikalı fizikçi John Wheeler vasıtasıyla ortaya atılmıştı. Bu terimin terminolojiye yerleşmesinden önce ise kara delikler için “Schwarzschild cismi” ve “kapalı yıldız” terimleri kullanıldı.
Kara delik diğer astrofizik cisimleri gibi bir astrofizik cisimdir. Doğrudan gözlemlenmesinin çok güç olmasıyla ve merkezî bölgesinin fizik kuramlarıyla tatminkâr biçimde tanımlanamaz oluşuyla nitelenir. Merkezî bölgesinin tanımlanamayışındaki en önemli etken, merkezinde bir “çekimsel tekilliği” içeriyor olmasıdır. Bu çekimsel tekillik, ancak bir “kuantum çekimi” kuramıyla tanımlanabilir ki, günümüzde böyle bir kuram bulunmamaktadır. Buna karşılık, uygulanan çeşitli dolaylı yöntemler sayesinde, yakın çevresinde hüküm süren fiziksel koşullar ve çevresi üzerindeki etkisi mükemmel biçimde tanımlanabilmektedir.
Güneş’ten 7 milyar kat fazla kütleye sahip, eliptik galaksi Messier 87 in merkezindeki süper kütleli kara delik. 2019’da elde edilen bu görüntü, bir kara deliğe ait ilk fotoğraftır. [1]
Ak noktalar diğer tabirle beyaz deliklere gelince: Beyaz delik ya da ak delik, kara deliğe düşen bir maddenin solucan delikleri aracılığıyla evrenin başka bir yerinde yeniden ortaya çıktığı noktalardır. Başka bir zamana veya başka bir Bebek Evren’e de açılabilirler. Kara delikler, içine düşen hiçbir şeyin (ışık dahil) kendisinden kaçamadığı cisimlerdir. Bunların tam tersi olan beyaz deliklere ise hiçbir madde giremez, yalnız kara deliğe düşen maddeler çıkabilir. Bu sebeple beyaz delik olarak adlandırılmışlardır. Bu konuda önemli çalışmalar yapmış olan teorik fizikçi Stephen Hawking, son makalesinde solucan deliklerinin ve beyaz deliklerin bulunmadığını savunmuştur. Genel görelilikte; beyaz delik, madde ve ışık kendisinden kaçabildiği halde dışarıdan girişe izin vermeyen uzayın varsayımsal bir bölgesidir. Bu anlamda, sadece dışarıdan giriş olabilen, madde ve ışığın kaçamadığı kara deliğin tersidir. Beyaz delikler, sonsuz kara delikler teorisiyle ortaya çıkar. Ak ve Karadeliklerin çeşitleri ve detayları için verilen kaynaklardan bakılabilir.[1]
Verilen bilgilerden de anlaşılacağı üzere ayette ifade edilen yıldızların hem yok hemde var olmasını anlatan durum, bilimin kara ve beyaz delik dediği durumdur. Sahabeden bu konuda gelen rivayetler içerisinde mecerra diye beyan edilen göklerin buradan yarılıp çatlayacaktır anlamında ibni Abbas’tan bir rivayet vardır. mecerra: ” anlam olarak çekmek, sürükleme ve çekme yeri gibi anlamlara geliyor. O bu anlamı ile Kara ve ak Noktaların (yahut deliklerin) anlatılan durumlarına çok uygun düşmektedir. Bu noktalar, gökadaların içinde veya merkezlerindedir. Bu bakımdan “mecerra” kelimesi hem gökadayı ve hem de Karadelik-Akdelik nokta ve geçişlerini ifade eder. Her ne kadar alimlerin bazıları buna Samanyolu(gökada) manası vermişse de kelimenin manası bizim dediğimize daha uygun düşmektedir. [2]
Ayrıca Hz Alin’inde r.a gök yarılıp çatladığı zaman (İnşikak,1) ayetin izahında göklerin mecerradan çatlayıp yok olacağını ifade ettiğini görürüz. [3]
Bir de konumuza bakması kuvvetli muhtemel olan bir hadiste: Bana günler sunuldu. Cuma gününü gördüm, onun güzelliği ve nuru hoşuma gitti. Orada siyah nokta şeklinde bir şey gördüm. Bu nedir, diye sordum. Kıyamet onun içinde kopacaktır, denildi”. Buyrulmuştur. [4]
Hadiste “siyah nokta” diye aldığımız “nükte”kelimesi, arap dilinde; beyazlık ortasında siyah nokta, veya siyahlık ortasında beyaz nokta, gibi iki ayrı anlama gelmektedir. Bu anlamlarıyla o, beyaz nokta anlamına da gelebilmektedir. Şu kadar var ki hadiste bunun özellikle siyah olduğu ifade edilmiştir. Ancak ne var ki onun çevresi nurlu bir ortamdır. Bundan şu anlaşılıyor ki içinde bulunduğumuz âlemin yıkılışı bu nokta içerisinde olacaktır. Yukarda kâinatın eski haline döndürülme meselesinde verilen bilgiler ve bu bilgilerin içeriğinden anlaşılmaktadır ki, gök adamızda, düzenin bozulması, güneş ve ayın, yıldızların düzenlerinin bozulmasından sonra, gök adamızdaki karadelik tarafından bizim galaksimiz yok olacaktır. Diğer göklerde bizim galaksi gibi bir akıbete uğrayacak ve en son kainat başlangıçtaki gibi bir araya getirilecek, yani dürülecektir.
[1] Wikipedia.org karadelik mad.beyazdelik mad. ^ Karl Schwarzschild Über das Gravitationsfeld eines Massenpunktes nach der Einsteinschen Theorie, Sitzungsberichte der Königlich Preussischen Akademie der Wissenschaften, 1, 189-196 (1916). Gözlemlerinden hareketle, Cygnus X-1’in bir kara delik olduğuna dair ilk belirtilerin yayımlandığı makale:D. M. Eardley & William H. Press, Astrophysical processes near black holes, Annual Review of Astronomy and Astrophysics , 13, 381-422 (1975)
[2] (bu rivayet ve izahı için bakn. Taberânî, el-Mu’cem el-Kebîr, X/299, No. 10591; İbn Abbas’ın “mecerra gök kapısıdır ki gök oradan (veya ondan dolayı çatlar)” sözü için ayrıca bak. Suyûtî, el-Hey’e, v. 21/a)
[3] (bkn. Kadi Beydavî, H/592; Âyet İçin bak. İnşikak, 84/1 –2.)
[4] (San”anî, Musannef, IH/256, No. 5559, 5560)
[1] ( https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-47906742)