Kategoriler
Tavsiye Siteler
Son Yazılar
Son yorumlar
13 yıl önce tarafından yazıldı, 136 kez okundu ve hakkında yoruma kapatıldı.

Rasulullahın (s.a.v) dilinden Fitne zamanı yapılması gerekenler

 

2915. [4:506, Hadîs No: 6096]

Irbat bin Sariye (r.a.) rivayet ediyor:

Sizi gecesi gündüzünden farksız ap aydınlık bir yol üzerine bırak­tım. Benden sonra ondan ancak helak olmuş bir kimse sapabilir. Sizden yeteri kadar ömrü olan, pek çok ihtilaflar görecektir. Size Sünne­timi ve dos doğru yoldaki Hulefâ-i Râşidîmin sünnetini tavsiye ederim. [1]

Kelimelerin en güzeli olan Bismillahirrahmanirrahim ile başlarım

Resûlullah Efendimizin (a.s.m.) gösterdiği yol, tavsiye ettiği ve yaşadığı hayat, kısa ifadesiyle Sünnet-i Seniyye, Allah’ın razı olduğu bir hayat tarzı, dünya ve âhiret saadeti arayan herkes için model olabilecek örneklerle dolu, dikensiz, çakılsız düm düz bir yoldur. Bu yolu Kur’ân-ı Kerîm “sırat-ı müstakim” olarak ifade eder. Her meselesi açık, içinde hiçbir şüphe bulunmayan; hak, doğru, gerçek, ifrat ve tefritten uzak bir yoldur sırat-ı müstakim. Duyguların ifrat ve tefritinden uzak bir yoldur. Hadisteki ifadesiyle gecesi gündüzünden farksız ap aydınlık bir yoldur. Tabii ki bu yoldan ancak helak olan kimse ayrılır, yüce rabbimiz Rasulullah’a (s.a.v) ve  bu yola uymanın ehemmiyetini kuranda bildirmişken

Ayette: “Allah’a ve Onun kelimelerine gönülden inanan resulüne iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız. Buyrulur.(Araf 158)

  Ayette: Rasulullah size neyi getirdiği onu alın sizi neden sakındırdıysa ondan da sakının.( Haşr 7)

Buyurmuşken ve de “o kendiliğinden konuşmaz onun konuştuğu ancak bildirilen bir Vahiy iledir”(Necm 2-3) ilahi müjdesi ve doğruluğunun tasdiki  verilmişken onun gösterdiği sünnet ve ap aydınlık bu yoldan elbette dalalete ve de sapıklığa düşenler ayrılacaktır.

 İşte bu husustan dolayı Hadiste ihtilaf zamanlarında sünneti seniyye ve Raşit halifelerin yolunu takibe kişiyi çağırır ki bu dalalete sapmasın. Elbette ki akıllı bir mümin kuranda: Şüphesiz sizin için Allah Rasulünde güzel  bir örnek vardır..( Ahzab 21)bir diğer: Deki Allah’ı seviyorsanız bana tabi olunuz..( Ali İmran 31) Ayetlerini okuyunca Rasulullaha uyacak ve ayette: İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad eden kimselerin mertebeleri, Allah katında daha üstündür. İşte onlar, başarıya erenlerin ta kendileridir.

İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır. Tevbe 20 ve 100 ayetleriyle daha dünyadayken Allahın c.c rızasına ve de cennetine mazhar olmuş Raşit halifeler ve sahabelerin yoluna uyacaktır.

 Çünkü gerek Resûl-ü Ekrem ve gerekse onun yolunu devam ettiren dört hali­fe Kurân’a birer ayna olmuş, sırat-ı müstakimi gösteren ışık olmuşlardır. Bu yol, insan fıt­ratına uygun bir yoldur. Akil, ruh, kalb ve hissiyatın zikzak yapmaksızın doğru yolda yürüdüğü bir yoldur.

Onların koyduğu hayat modeline uyulduğu takdir de kişileri ihtilaflar ve fitneler zamanında  hataları sebebiyle düştükleri karanlıktan elbette aydınlığa, doğruya çıkaracaktır.

Evet  Sünnet-i Seniyye, herşeyden önce ırk; renk, sınıf, soy gözetmeksizin bütün inananların kardeş olduğunu belirtmekte, kardeşçe yaşamayı tavsiye etmekte, mü’minlerin bir binanın kenetlenmiş taşlan gibi olduklarını, bir vücudun azaları gibi birbirlerine yardımcı olacaklarını bildirmektedir. Vücut­taki herhangi bir organın diğerine, meselâ elin ayağa, gözün kulağa, aklın ruha muhalefet ettiği görülmüş müdür? Vücut ancak uyum ve ahenkle, anlaşma ve yardımlaşmayla hayatiyetini sürdürebilir. Vücutta ihtilafa sebep olan anarşist bir kanser hücresi, yerine göre insanın hayatına mal olabilmektedir. Müslümanlar arasındaki ihtilafların da nelere mal olabileceğine bu örnekle bakabiliriz.

Sünnet-i Seniyye her derde devadır. Bir ihtilaf ânında ondaki esas ve pren­siplere sarılmak, kardeşlik duyguları içerisinde hareket etmek, af ve bağışlama yolunu tercih etmek, hislerle hareket etmemek, değişik duygu ve davranışlar

içerisine girmemek problemi çözmeye yeter de artar bile. Rehber olabilecek bu esaslardan iki tanesini buraya alalım:

Bir âyette şöyle buyurulmaktadır:

“Allah’ın dinine ve Kur’ân’a sim sıkı sarılın; ayrılığa düşüp dağılmayın[2]

Bir hadis de şöyledir:

“Birbirinizi kıskanmayın. Birbirinize buğz etmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeşler olun.” [3]

Rasulullahın s.a.v bu çağrısına binaen Bedîüzzaman Said Nursi hazretleri de bu hususta Müslümanları ihtilaflara karşı uyarır, Sünnet-i Seniyye içerisinde hareket etmeyi tavsiye eder ve Şöyle der:

“Ey ehl-i îman! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başı­nıza alınız! İhtilafınızdan istifade eden zalimlere karşı ‘Ancak mü’minler kardeş­tir’ [4]  kal’a-i kudsiyesi içine giriniz; tahassun ediniz [sığınınız]. Yoksa ne hayatını­zı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz. Malûmdur ki; iki kahraman birbiriyle boğuşurken, bir çocuk ikisini de dövebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı muvazenede bulunsa, bir küçük taş, muvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir. İşte ey ehl-i îman! İhtirasları­nızdan ve husumetkârâne tarafgirliklerinizden kuvvetiniz hiçe iner; az bir kuv­vetle ezilebilirsiniz. Hayat-ı içtimâiyenizle alâkanız varsa, ‘Mü’min mü’mine kar­şı bir binanın birbirine kenetlenmiş taşları gibidir. Biri diğerine kuvvet verir düstur-u âliyeyi [yüce prensibi] düstur-u hareket yapınız; sefalet-i dünyeviyeden ve şekavet-i uhreviyeden [âhirette sıkıntı çekmekten] kurtulunuz.” [5]

Bu düsturlara uymaktan başka yapabileceğimiz bir şey olmasa gerek.

Son olarak Allah Azze ve Cellenin ve de Pak Rasulünün s.a.v çağrılarına kulak verip uyalım ki her döneme bakan bu ayet ve hadislerin şu fitnelerin baş gösterdiği Müslümanların dağınık olduğu ve en önemlisi Müslümanların inançlarını sarsmak adına bazı din düşmanı kesimler tarafından çıkarılan sünnet inkarı gibi fikir ve akımların çıkarıldığı zamanımızda da  fitnelerden emin ve korunmuş olalım.

 Kıyamete dek salat ve selam rahmet Nebisi, Ümmetin şefaatçisi, halkın aynasında Hakkın Kainattaki tecellilerinin en mükemmeli olan Peygamberimiz, Seyidimiz, Rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.v) ve onun pak temiz, şerefli Alinin ve Güzide Ashabının, Salihlerin ve onlara uyanlara olsun. Amin

1 EbûDavud, Sünnet, 5; firmizL İlim: 16; IbniMâce, Mukaddime: 6; Dârimi, Mukaddime: 16; Müsned, 4:126,127.

2 Âli İmran Sûresi, 99.

[3] Buharı, Edeb: 27; Müslim, Birr: 66; Müsned, 4:270.

4 Hucûrat Sûresi, 10.

5 Mektûbât, s. 249.

 

Etiketler:

Malasef Yorumlar Kapalı.