Kategoriler
Tavsiye Siteler
Son Yazılar
Son yorumlar
11 yıl önce tarafından yazıldı, 207 kez okundu ve hakkında yoruma kapatıldı.

Kurana Saygı Nasıl olmalı ve Kuranın Şefaati

 

Hamdolsun Allahu Tealaya ki Bir Ramazanı Şerife daha ulaştık.  Ramazan 11 ayın Sultanı Efendimizin s.a.v ifadesiyle Kuranı Azimin ve Ümmetin ayı. Acaba neden Efendiler Efendisi (s.a.v) Recep Allahın Şaban Benim ve Ramazan Ümmetimin ayıdır diye buyurmuştur. Hem neden Kuranın indirilmeye başlandığı ay Ramazan olmuş ve bu aya Kuran ayı denilmiştir. Ümmet ve Kuranın arasında bir ilişki mi var Rabbimiz bize neyin mesajını veriyor olabilir.

Evet geçen sene Ramazanda bitirilen hatimlerin akabinde Rabbimizin bize Rehber ve kılavuz olarak gönderdiği hem dünya hem Ahiret kurtuluşumuz olan mucize kelamı Kuranı kerimlerimiz yine Ramazan öncesi yerine kaldırılmış bir daha ki ramazana kadar indirilmemek üzere. Ve Hamdolsun tekrar Ramazana kavuştuk geçen sene yerlerine kaldırılan o yüce kelamın 11 aydır tozlanmış bir şekilde raflardan indirdik. Ve başladık yine mukabele ile terennüme. Ne kadar acı değil mi? Bunları yazmak istemezdim  bir hayat nizamı olan kitabın düştüğü bu hale bakar mısınız.  Bizler hep yıllardır bu kitabı okumuşuz ama nasıl okumuşuz bilmiyorum. Veda Hutbesinde Efendiler Efendisinin (s.a.v) size iki şey bırakıyorum bunlara sımsıkı yapışırsanız asla sapıtmazsınız Allahın kelamı Kuran ve benim sünnetim fermanını demek bizler iyi anlamamışız. Allahın c.c. kelamına saygıyı bizler ramazandan ramazana indirip mukabele okuyarak, okuduğumuz metinlerin tenezzül edipte manalarına bile bakmadan, sadece terennüm etmek sanmışız. Ya da taşırken kuranı göğüs hizasının altında tutmamayı bir saygı sanmışız. Bu yazdıklarım sakın yanlış anlaşılmasın elbette kurana saygı bir müminin ilk vazifelerindendir. Ama kimse kusura bakmasın kurana edep ve saygı o yüce kelamın hükümlerinden gafilane yaşamak, ondan uzakta yaşamak ve sadece Ramazan ayına mahsusmuş gibi muameleye tabi tutmak değildir.

Rabbimiz teala kuranı ramazan ayında indirmekle ve bu ayı ümmete tahsis etmekle aslında bizlere çok mesajlar vermektedir. Ramazanda oruç gibi bir ibadeti, akşamlarında Teravih namazlarını geceleri ihya etmeyi, Kadir gecesi gibi bir mubarek geceyi, son günlerinde ibadetler ve taatleri artırmak için itikaf sünnetini vermekle bizlerden aslında bütün bir yılı bu bereket ayını geçirdiğiniz gibi geçirin, Ramazan ve oruçla ulaşacağınız Takva bilinci ve şuurunu bütün bir yıla yayın kulluğun Müslümanlığın yaşam tarzının sadece bir aya mahsus olmadığını bu bir ayda edindiğiniz kemalatı seneye yayın diye bu nimetleri bahşetmiş. Yüce kelamın sadece Ramazanda okunup sair zamanlarda ondan uzak kalmak için değil. Onu hayatınızın her anında başınızın üstünde taç yaparak buyruklarını emirlerini ve nehiylerini yaşayarak ve Kendi Rızasını ve ahiret nimetlerini kazanasınız diye vermiş. Bu ümmetin bu dalalet ve sapıklıkların çağında düştükleri buhranların, ezilmişliklerinin, zulum altında kalmalarının altında aslında hep kurana asıl olması gereken saygıyı gösteremediğimiz, ondan yüz çevirmişliğimiz yatmakta. Oysa Yüce sultanlar sultanı kelamında bunu bize demişti: Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe (Kurana özüne Nefsine)dönmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.(Rad 11) diye bizleri uyarmıştı. Eğer bizler en basiti okuduğumuz kelamın manasına baksaydık Rabbimizin bizden neleri istediğine ve nelerden kaçınmamız gerektiğine belki bu ayetleri de görür kendimize çeki düzen verirdik. Ve bu gün ümmetin her bir yerinde ramazan acılarla geçmez tuttuğumuz oruçlar bizlere zehir olmazdı. Bu konuda yazılacak o kadar şey var ki ama mevzuyu uzatmak istemiyorum ve son olarak diyorum ki:

 

Gelin canlar, kardeşler, Ablalar, bacılar, Nineler, Amcalar Müslümanlar. Bu ramazanda diğer zamanlarda yaptığımız muameleyi kurana Yapmayalım. Yine onu ramazan bitince 11 ay indirmemek üzere tozlu raflara atmayalım. Onu gücendirmeyelim, Ramazan ve oruçla edindiğimiz bilinçleri sair zamanlara yayalım. O yüce kelama ve Allaha c.c en büyük saygının onu okuyup tefekkür edip emirlerine sımsıkı yapışmakla ve yaşamakla dünya ve ahretlerimiz mamur etmekle Hakkı ve onu bu vesileyle hoşnut etmekle mümkün olacağını unutmayalım.

 

Kuranın yarın ahrette hakkımız da güzel bir şefaatına mazhar olmak için bunlara dikkat edelim. Unutmayın ki Kuran Büyük bir şefaatçidir ahrette. Ne buyuruyordu Efendiler Efendisi (s.a.v ) hatırlayalım:

 

Allah indinde Kur’andan daha üstün şefaatçi yoktur. Ne Peygamber, ne melek, ne de başkası.) [Taberani)

(Kur’an-ı kerim, okuyanlarına, ya şefaat edecek veya düşman olacaktır.) (Müslim]

(Kur’an-ı kerim, kıyamette yüzü ve ahlakı güzel bir zat suretinde gelir. Kendisinden şefaat talep olunur ve şefaat eder. Kendisini musiki ile [gazel okur gibi ve oyun yerlerinde okuyanlardan ve para kazanmak için] okuyanlardan davacı olur. Bunlardan hakkını ister. Razı olduklarını alıp Cennete götürür.) [İ.Gazali]

(Kur’an okuyun! Çünkü kıyamette şefaat eder.) [Müslim]

 

 

 

Ebû Hüreyre hazretlerinin, Kur’an okuyanların kazanacağı mânevî derecelerle ilgili olarak Peygamber Efendimiz’den rivayet ettiği bir hadîsi şerîfte: “Kıyamet gününde Kur’an-ı Kerîm gelecek ve Allah Teâlâ’ya: ‘Yâ Rabbî! Kur’an okuyan kimseyi şeref süsüyle süsle!’ diyecek; bunun üzerine Kur’an okuyan kimse şerefle süslenecek.

Yine Kur’an-ı Kerîm:

‘Allah’ım! Ona şeref elbisesi giydir!’ diyecek; hemen o zâta elbiselerin en değerlisi giydirilecek. Sonra Kur’an: ‘Rabb’im! Ona şeref tacı giydir!’ diye niyâz edecek; o kimseye şeref tacı giydirilecek. Sonunda Kur’an-ı Kerîm: ‘Yâ Rabbî! O kulundan razı ve hoşnut ol! Senin hoşnutluğundan üstün bir şey yoktur.’ diyerek Kur’an okuyan kimseyi mânevî mertebelerin en yükseğine ulaştıracak (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 18; Dârimî, Fezâilü’l-Kur’an 1).

 

Yine Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor:

“Kıyamet gününde, Kur’an-ı Kerîm ile onun buyruklarını tutup yasaklarından kaçan mü’minler ortaya getirilecekler. Kur’an’ın önünde en uzun iki sûresi, Bakara ile Âl-i ımrân bulunacak. O sırada bu iki sûre, iki bulut gibi görünecek veya aralarında bir nur bulunan iki siyah gölgeliği andıracaklar, yahut bu iki sûre, kıyamet gününde sahiplerini savunmak üzere saf bağlayıp kanat germiş iki kuş sürüsü gibi gelecekler.” (Müslim, Müsâfirîn 253; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 5).

 

Rivayetleri çoğaltmak mümkündür kuranın hakkımızda güzel bir şefaatçi olmasını istiyorsak yarın o herkesin nefsi nefsi dediği gün bedbaht olmak istemiyorsak Kuranın bizden şikayetçi ve davacı olmamasını istiyorsak Kurana gereken saygıyı gösterin ve onu hak ettiği yere koyun. Kuranı hayatımıza dustur etmek ve onu harf harf yudumlayarak yaşamak duası ile.vesselam

Etiketler:

Malasef Yorumlar Kapalı.