Cinci hoca olup da Çalıştığı Varlığı bilmeyenler için basit bir usul

Cin ve şeytanilerin temessülleri iyi bilinmezse eğer kişinin onların oyuncağı olmaması kaçınılmazdır. Bilin ki,  sufli alemlerde her varlığın temessül yaparken sınırları vardır. yani ruhsatları, izinleri vardır aynı şeytan aleyhillanenin  Rabbimizden aldığı ruhsatında nasıl ki insanlara maddi cebir uygulama yoksa, yani bir insan namaz kılacağı zaman şeytanlar o şahsın elini ayağını vs. tutup buna engel olamazlar sadece vesveselerin her türlüsünü denerler. Aynı bunun gibi diğer varlıklarında ruhsatları belli sınırları vardır sınırlarının ötesine geçemezler. Bunlarda cinci, medyum vs. kişilerce iyi bilinen şeyler değildir. Yaptıkları davetlerde irtibata geçtikleri varlıkların nitelik ve özeliklerini bilemeyenlerin bunları bilmesi çok güçtür. Düşünün gelen varlığı şahıs görmüyor veya sözde gören birilerini kullanılıyor sözde gören, hisseden, duyan şahıslara bu varlıklar ne diyorlarsa onlar ona inanıyorlar. Mesela bir şeytani gruptan bir varlık cinci hocayla irtibata geçiyor gelen varlıkların manevi izin ve ruhsatlarını ve temessül yetkilerini cinsini niteliği ve özelliğini bilmeyen bu şahıslara, gelen varlık ben müslümanım hadimim bütün sufli aleme hükmederim dese bu durumda kişinin bunların doğruluğunu tesbit edecek ilmi olmadığından bunlara kanacaktır. Bu varlıklar zaten bu şahsı ikna edebilmek için birkaç bakımda faydalı olurlar ki kişi dediklerine kanaat getirsin inansın. Ne kadar acınacak bir durumdur ki çocukların topla oynadığı gibi bu varlıklarda cinci ve medyumlarla oynarlar. onlara ayetin ifadesiyle durumlarını o kadar süslü ve abartılı gösterirler ki kainatta bir hiç ve zerre olan insan kendini mülkü Süleyman sahibi sanır 18 bin alemlere hükmettiğini sanır. Böylelerine acımak lazımdır gerçekten.

Bu tarz insanlar o kadar ahmaktır ki üst düzey davet varlık ilişkilerini bilmezler üstelik alt düzey bilgileri de bilmezler. Mesela ulvi varlıklarla çalıştığını veya 18 bin aleme hükmettiğini sanan bu aklı kıtlar sihre, büyüye ister istemez bulaşırlar (dinin akait ve fıkhını hükümlerini iyi bilmediklerinden )  ve hala irtibatta olduklarını sandıkları varlıkları ulvi varlık sanırlar be hey ahmak hangi ulvi esma veya sure hadimi kişiyi Allahın istemediği men ettiği şeye sevk edebilir eğer ediyorsa hala irtibat kuruyorsa onun ulvi varlık olmadığının en basit anlama mantığıdır bu dediğim. Tabi bu varlıkları inceden inceye tanıyan alemi sufli, alemi melekut ve ceberuttan haberdar olanlar ve gerçekten manevi ilimlere vakıf olanlara binlerce tanıma yöntemi açıktır bunları bilmeyenler için bu basit usuller. Gel gör ki bu varlıklar bunları o kadar süsleriyle kör etmişler basiretlerini bağlamışlar ki hala hayal dünyalarının karanlıklarında Süleymancılık oynamaktadırlar. Gerçi aklede bilseler ne Hz. Süleymanın (a.s) nede diğer Peygamberlerin ve veli zatların bile cesaret edemediği bu dinen küfrü gerektiren sözü yani 18 bin aleme hükmediyoruz sözünü sarf etmezlerdi. İşte düşünseler şeytanları onları vehim karanlıklarında öyle güzel kandırmış ki ahmak insanlar farkına varmadan bırakın Kutbul aktablığı ve Peygamberliği haşa İlahlığı oynuyorlar farkında değiller Alemlerin yegane hükmedicisi ancak Allah azze ve celledir en sevdiği varlığa Habibine (s.a.v) bile vermediği bu yetkiyi size verdi öylemi? Bu sözleri sarfeden insanların düştükleri batıl karanlık kuyusunun derinliğini varın sizler hesap edin ömrünüz yeterse.

Bu tarz insanların durumlarını anlatan o kadar ayet ve hadis vardır ki yazma gereği bile duymuyorum değişen bir şey olmayacak diye bu güne kadar yazdıklarımdan ne anladılar ki bundan da anlayabilsinler.

İşte böyle acınacak durumdadırlar. Bilin ki Şeytani grupların en büyük özelliği sizin gibi cahilleri bulduklarında ellerinden kaçırmamak için olanca gayretlerini sarf ederler. Mesela diyelim şahsın yanındaki irtibatta olduğu bu varlığı öldü veya öldürüldü yerine aynı gruptan mutlaka devreye girerler ki irtibat ve aldatmacaları kopmasın sen ayıkmayasın. Tabi senin gibi temessül ve maneviyattan yoksun onları iyi tanımayan birini kolay kolay bırakmazlar. Bırakın maneviyat vakıflığını ne görüm ne duyum sadece hisleriyle hareket eden ve ne kadar tuhaftır ki bu hisleriyle hareket edene bile güvenen ahmaklar vardır.  Oysa tersine ulvi bir hadim sana sunduğu bir şarta riayet etmezsen veya haram işlersen seni hem cezalandırırlar hem de irtibatı koparırlar en basitinden örnekler veriyorum ki belki bu vesileyle iyi kötü o varlıkları anlarsınız. Bu mesele gerçekten kitap olacak hacimde bir meseledir. Ve Rabbim izin verirse niyetimizde daha önce yayınladığımız Melekler, Şeytan ve Cinlerin temessülle ilişkisi adlı makalemi detaylı bir kitap haline getirip bu işlerle uğraşanların belki sapıklıktan ve dalalete düşmüşlükten kurtulmalarına sebep olur temennisiyle hemde bu ilme taliplerin sapıtmaması ve bu alemlerin çocuk oyuncağı olmadığını öğrenmelerine vesile olur diye yapacağız. Bu zamanın sözde havasçılarının buna gerçekten ihtiyacı çok çünkü kendileri gibi sözde havasçıların eserlerinde bu detayları A dan Z ye bulamazlar bu derin bilgiler ancak gerçek Kuran sırlarına ve ilimlerine vakıf olanların harcıdır. Daha dinen Taharet hükümleri bilmeyen bu ahmaklar sürüsüne son hatırlatma şeytan ve avaneleri sizin gibi nice sözde alemlere hükmedenlerin tarih boyunca ayağını kaydırdı bunların içerisinde sizden çok daha fazla ilmi olanlar bile vardı kaldı ki siz şeytanlar için çerez hükmündesiniz. Rabbim sizin gibilerine hidayet versin de düştüğünüz dalaletten kurtulun yoksa gideceğiniz yer ayetlerde gayet açık ifade edilmiştir. Allahu alem bissavab. Aklede bilenlere selam olsun.