EL-BÂKİ (اَلْبَاقِي) 113 Tuğyail-Atyail : Kalıcı olan, hep kalan, varlığını sonu olmayan, varlığı sürekli olan, zât, sıfat ve isimleriyle dâimi olan; her türlü yokluk ve fânilikten münezzeh bulunan; kendisine ölüm arız olmayan. Bu ism-i şerîf “varlığın devamını” bildiren bir kelimedir. Varlığın devamı, önü ve sonu olmamakladır. Önü olmamak mülâhazasıyla Allah Teâlâ’ya Kadîm, sonu olmamak mülahazasıyla Bâkî denir. Bu mânalara yakın Ezelî ve Ebedî ism-i şerifleri de vardır. Allah Teâlâ’nın varlığı, devam bakımından zaman mefhumu içine girmez. Çünkü zaman denilen şey, kâinatın yaratılmış olduğu […]
EL-HÂDİ (اَلْهَادِيُّ)20 Şe’atail: Yol gösteren, lâyık gördüğü kullarını hidâyete erdiren, hidayeti yaratan, istediği kulunu hayırlı ve kârlı yollara muvaffak kılan, muradına erdiren, her yarattığına neye ihtiyacı varsa, ne yapması gerekiyorsa onu öğreten, murada erdiren, her bir varlığı tam bir hikmetle yaratılış gayesine doğru ileten; dünyevî ve uhrevî her konuda bütün zarar ve menfaatleri gösterip doğru yola sevk eden. Hidâyet; Allah Teâlâ’nın lütuf ve keremiyle kullarına, sonu hayır ve saadet olacak isteklerin yollarını göstermesi veya o yola götürüp muradına erdirmesi demektir. Sadece hayır yolunu […]
EL-MÂNİ’ (اَلْمَانِعُ) 161Finyail: Engel olan, istediği şeylere engel olan, dilemediği şeyin gerçekleşmesine müsaade etmeyen, kötü şeylere engel olan, varlıkları hadlerini aşmaktan ve saltanatına ortaklıktan men eden; zararlı ve tehlikeli sebepleri izni dışında yaratıklarına zarar vermekten alıkoyan; dilediğinden dilediği şeyi esirgeyen, bir şeyin meydana gelmesine müsâade etmeyen. İyi ve kötü pek çok arzularımız vardır ki biri bitmeden biri ortaya çıkar. Yaşadığımız müddetçe bunlar ne biter, ne de tükenir. Biz de bu arzularımızı elde etmek için çalışır dururuz. Her arzumuz bir takım sebeplere, sebepler de […]
EL-GANÎ (اَلْغَنِي)1060 Hatyail: Hiçbir kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan, kendi dışındaki her şey O’na muhtaç, sonsuz zengin olan; hiçbir cihetle kâinata ve mevcudata ihtiya¬cı bulunmayan, çok zengin ve her şeyden müstağnî. Gani, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, herşey yanında mevcud bulunduğu için hiçbir şekilde başkasına müracaat mecburiyetinde kalmayan zât demektir. Şems saatinde zikrine devam eden mal mülk sahibi ali mertebelere ulaşır. Rızık darlıklarında bu simi diğer Rezzak Muksit gibi isimlerle zikretmek rızkın genişlemesine bereketlenmesine sebeptir.Zenginlik için bu isim cumartesi sabahları sayısı kadar zikredilse […]
ZÜ’L-CELÂLİ VE’L-İKRÂM (ذُو الْجَلَالِ والْإِكْرَامِ)1100 Tafyail-Merhyail: Şan ve şeref sahibi, ululuk ve ikram sahibi, azamet ve kerem sahibi, sonsuz büyüklük, azamet ve yüceliğiyle beraber, canlı mahlukâtına ihsan ve ikramlarıyla iltifat eden, hem büyüklük sâhibi, hem fazl-ı kerem sahibi. Celâl; büyüklük, ululuk manasınadır. Büyüklük alâmeti olan ne kadar kemâlât varsa hepsi Allah’a mahsustur. Mahlûkattaki kemâlât, O’nun kemâlinin zayıf bir gölgesi ve işaretidir. Allah Teâlâ aynı zamanda büyük bir fazl-ı kerem sâhibidir de. Mahlûkat üzerine akıp taşmakta olan sayıya gelmez, sınır kabûl etmez nimetler hep […]
EL-AFÜV (اَلْعَفُوُّ) 156Ğazyedail-Temzail: Affeden, affedici, bağışlayan, hiçbir sorumluluk kalmayacak şekilde günahları affeden, günahları silen, çok affeden ve affetmeyi seven, affı çok. Allah Teâlâ, günahları silen, onları hiç yokmuş gibi kabûl edendir. Bu mânaya göre bu isim, Gafûr ismine yakındır. Ancak arada şu fark vardır: Gufran: Günahları örtüvermek demektir. Afv ise, günahları kökünden kazımaktır. Günahları kökünden kazımak, o şeyi örtmekten daha iyidir.Şems saatinde devamlı zikreden şahıs geçici heveslerden kurtulup daima letafet üzere olur. Zalimlerin zulmünden korunmak için bu isim daima zikredilirse korunmuş olur.büyük üzüntülere […]
EL-VÂLÎ (اَلْوَالِي)47Beğgamzail: Yöneten, sahip, kâinata hâkim olup onu yöneten, her şeyin dizginini elinde tutan; varlıkları idare, hâkimiyet ve tasarrufu altında bulunduran, mahlûkatın işlerini yoluna koyan, bu muazzam kâinatı ve her an olan biten hâdisatı tek başına tedbir ve idare eden. Allah Teâlâ bütün varlığı idare eden, biricik ve en büyük vâlidir. Diğer vâliler ve hükümdarların idaresi, O’nun izni ve müsaadesi iledir. Ve onların velâyet ve idaresi, son derece noksandır. Allah’ın velâyet ve tedbiri ise sınırsız, gerçek ve hakikîdir. Her şey emri ve iradesi […]
EL-EVVEL (اَلْأَوَّلُ) 37 Tahtyail: İlk, ezeli, varlığının başlangıcı olmayan, başlangıcı olmadığı gibi, bütün varlıkların başlangıcı da Onun ilim ve kudretine bağlı olan; her şeyin ilk hali ve aslı Onun ezelî ilminin düsturlarıyla tanzim edilen, her varlıktan mukaddem olan. Allah Teâlâ bütün varlıklar üzerine mukaddem olup kendi varlığının evveli yoktur. Kendisi için asla başlangıç tasavvur olunamaz. Merih saatinde zikrine devam edenler her işte başarılı olurlar. Aynı şekilde bir iş yapmadan önce bu ismi zikredip işini yapsa başarılı olur. Eğer bir kimsenin kaybı olsa, Cuma […]
EL-MUKTEDİR (اَلْمُقْتَدِرُ)744Hakyail: Herşeye gücü yeten, kudretli, sonsuz ve sınırsız kudretine bütün varlıkları itirazsız itaat ettiren, kuvvet ve kudret sâhipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden. Allah Teâlâ her şeye karşı mutlak ve ekmel surette Kâdirdir. Her şeye kâdir olduğu içindir ki, dilediği şeyi yaratır ve isterse onda dilediği kadar kuvvet ve kudret de yaratır. Şems saatinde devam eden kimse her işinde başarılı ve düşmanlarına galip gelir. Muktedir isminin zikrine devam etmek, büyük makamlara ulaşmak, düşmanın yenilgisi ve makamından azli için mücerrebdir. Günde 100 defa […]
EL-KÂDİR (اَلْقَادِرُ) 305 Cebiryail– : Kudretli, her şeye gücü yeten, kendisine hiçbir şey ağır gelmeyen; zâtından ayrılmaz ve ezelî olan kudretine acizlik asla bulaşmayan, Allah Teâlâ, kudretine bir ayna olmak üzere kâinatı yaratmıştır. Şems saatinde zikrine devam edenler Ticarette işleri açılır. Yolculuklarda kuvvet ve fayda bulur. Güçsüzlerin bu sime devamları güç kuvvet sahibi olmalarına sebeptir. Düşmanlarına galebe etmek isteyenler bu isimle meşgul olurlarsa onları alt ederler. Bu ismi sancılı hastalıklarda yazıp bal ile silip ve üzerine sayısı kadar zikredip hastaya içirilse şifadır. Kayıp […]