Kategoriler
Tavsiye Siteler
Son Yazılar
Son yorumlar
9 yıl önce tarafından yazıldı, 362 kez okundu ve hakkında hiç yorum yapılmadı.

Peygamber (s.a.v) de bizim gibi beşerdir diyenlere

 

Başlangıç ve her şeyin evveli nihayetsiz her şeyin sonu, Kadim, Kerim, Fazilet ve Cömertlik sahibi, varlığı kendinden,  alemlerin yegane gerçek hükümdarı, Rabbi olan Allah’a Hamd ve Senalar olsun. Kıyamete dek salat ve selam rahmet Nebisi, Ümmetin şefaatçisi, halkın aynasında Hakkın Kainattaki tecellilerinin en mükemmeli olan Peygamberimiz, Seyidimiz, Rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.v) ve onun pak temiz, şerefli Alinin ve Güzide Ashabının, Salihlerin ve onlara uyanlara olsun. Amin.

Bilindiği üzere Hz. Peygamberin (s.a.v) darı bekaya göç edişin den sonra ümmeti karanlık günler sarmış ve Hz. Osman’ın Şehit edilmesiyle birlikte fitneler baş göstermeye başlamıştır. Bu çıkan fitneler den dolayı ümmet içerisin de parçalanmalar başlamış ve bir çok farklı siyasi ve itikadi  (Şia, Harici , Mutezile) gibi mezhepler zuhur etmiş ve her biri kendi mezheplerinin doğru olduğunu göstermek için  kurana ve sünnete farklı manalar vermiş  hatta kendilerine göre hadis bile uydurmuşlardır. Bu yetmiyormuş gibi bir de Yunan felsefesinden aldıkları bir takım görüşleri de İslam’a katıp ümmete sunmuşlardır.  Kuran ve sünnetin böyle aslına aykırı tevilleri, özünü Kuran ve sünnetten alan bir inanç sistemi için çok büyük tehlike arz ediyordu. Bu tehlikeye karşı elbette kayıtsız kalınamazdı.  Nitekim İmamı Gazalinin de dediği gibi: “Allah, kullarına Rasulünün dilin de  Din ve dünyalarının selameti bakımından hak olan bir akide vermişken şeytan, mübtedianın kalbine, sünnete muhalif şeyler ilka etmiştir.  Onlar şeytanın bu telkinleriyle hak olan akideyi bozmak üzere iken Alemlerin Rabbi Allah mutekellimun taifesini halk etmiş, davalarını sünnetin zaferi için ehli Bidat’ın telbisatını  çıkarıp atacak müretteb bir kelam ile harekete geçirmiştir.(Gazali El-Munkız Mined-dalal s132)

Allah İslam akaidini mübtedianın elinden korumak için kelam ehlini harekete geçirdiği gibi Peygamberin (s.a.v) sünnetini korumak için de Muhaddisun taifesini harekete geçirmiş ve bize kadar ulaşan bu muazzam külliyatı teşekkül ettirtmiştir.

Evet Tarih boyunca her dönem de hadisleri ve İslam’ı tahrife yönelik çalışmaların bulunduğunu ve günümüzde bile bu tür faaliyetlerin Kuranda ki İslam bu veya dini hurafeler den,  Bidatlar dan  temizleme bahanesiyle gücünü ve fikirlerini batılı oryantalistlerden alan bir takım dinde reformistler  hala var ve ümmetin içine fitne sokmaktalar.

Evet, sünnet  inkârcılığı akımları tarih de her zaman vardı  ve günümüzde de  farklı şekillere bürünerek devam etmektedir. Bu Müsteşrik veya oryantalist dediğimiz, İslâm hakkında araştırmalar yaparak yıkıcı fikirler üreten gayri müslim ilim adamlarının etkisinde kalan bu “modernist” akım, bu iddiayı hayata geçirmek için her türlü imkanı kullanarak muhtelif maskeler arkasında faaliyet göstermektedir.

“İslâm modernizmi” ana başlığı altında ifade edebileceğimiz bu bid’at akım, kimi zaman Sünnet’i müslümanların hayatından çıkarmak için “Kur’an’dan başka din kaynağı tanımayız” sloganıyla hareket etmekte, kimi zaman da “hadisleri yeni bir ayıklamaya tabi tutmalı ve Sünnet’i yeniden tanımlamalıyız” diyerek boy göstermektedir.

Müslüman halkımızın belli bir kesimi, Modernistler’in diline ve yöntemlerine yabancı olduğu için bu akımın söylemlerine kolayca çarpılabilmekte ve sonunda itikattan başlayan ve giderek diğer alanlara sirayet eden bir çürüme süreci yaşanmaktadır.  Bizde samimi mümin kardeşlerimizin bu tür fikirlere kendilerini kaptırmamaları, onlara inanıp kanmamaları amacı ile bu uyarıları yapıyoruz. Hidayet, Güç, Kuvvet ve Tevfik Alemlerin yegane Sahibi Allah’tandır.

NOT: Tarih boyunca hadis inkarcılığı hakkında geniş bilgiyi (Tarih boyunca hadis inkarcılığı ve Prof.M.hayri kırbaşoğlunun Hz. İsayı (a.s) gökten indiren hadislerin tenkidi adlı makalenin tutarsızlıkları isimli makaleme bakabilirsiniz.

Giriş bölümünde de bahsettiğim gibi sünnet  inkârcılığı akımları tarih de her zaman vardı. Bu makaleyi yazmamıza sebepte bu inkarcılığın bir söylevi üzerinedir. “Peygamber (s.a.v) de bizim gibi bir beşerdir” sözüdür. Masumane gibi gözüken bu sözün çıkış sebebi ve bu sözü kullanan camia dikkate alındığında bu sözün hiçte masum bir tarafı olmadığı ortaya çıkıyor. Çünkü bu sözü söyleyen eşhas aslında Rasulullahı (sallallahu aleyhi ve sellem) devre dışı bırakabilmek, Müslümanlar arasında Rasulullallaha (s.a.v) olan inancı zedeleyebilmek, haşa onu sadece bir postacı olarak göstermek, vazifesini yaptı ve gitti hatta öldü fikirlerini ekebilmek için bu sözü ve bu sözü söylemelerine delil getirdikleri ayete dayanarak ona olan sevgiyi yerle bir edebilmek için çabalıyorlar. Bu necis fikirlerini de aşılarken kurana dayanıyor kuranın emriymiş gibi lanse etmeye çalışıyorlar. Madem kurana bu kadar bağlısınız ve her emrini yerine getirmeye çalışıyorsunuz o halde bizde sizlerin kuranda okumadığı ve okumak istemedikleri diğer ayetlerle Efendimizin (s.a.v) konumunu anlatalım. Belki necis fikirlerinizden vazgeçer hidayete erersiniz.

Evet, Efendimiz (s.a.v) bir beşerdir ama nasıl bir beşer beraber okuyalım.

Kuran-ı Kerim Rasulullah’ın (s.a.v) durumu açısından incelendiğinde diğer peygamberlere (a.s) nispeten farklı bir yapının ortaya çıktığı rahatça görülür. Böyle bir gözlem sünnetin, Kuran karşısında konumunu tespit açısından da hem zaruri hem de son derece önemlidir. Öncelikle Kuran Hz. Peygambere (s.a.v) indiği için bütünüyle Hz. Peygamberle ilgilidir. Çünkü o Kuran-ı Kerimi aldığı gibi, hiçbir noktasında değişiklik yapmadan iletmiş ve güvenirliliğine Kuran-ı şahid tutmuştur.

Oda bizim gibi bir beşerdir diyen ey aklı kıt SANADAMI İLAHİ BİR KİTAP İNDİRİLDİ ki bu sözü sarf ediyorsun.

Kuran onun emin olma vasfını ortaya koymak için kendisini bütün yönleriyle tezkiye etmiştir.

Allah o’nun aklının her türlü eksiklikten uzak olduğunu belirtmek için: “Arkadaşınız Muhammed sapmamış ve azmamıştır.(Necm 2) buyurmuştur. EY BU SÖZÜ SARFEDEN AKLI KIT İMANI KIT SENİN HAKKINDADA KURAN SAPITMAMIŞTIR AZMAMIŞTIRMI DİYOR ki bu sözü sarf ediyorsun.

O’nun dilinin yalan ve yanlışlıktan uzak olduğunu ifade için “o kendiliğinden konuşmaz onun konuştuğu ancak bildirilen bir Vahiy iledir”(Necm 2-3) buyurmuştur. EY SÖZÜ MÜSLÜMAN ÖZÜ MÜNAFIK SENİNDE HER KONUŞTUĞUN VAHİYLEMİDİR Kİ bu sözü sarf ediyorsun.

Ve onun temiz nefsinin günah ve zelleden uzak olduğunu haber vermek için “ Allah böylece senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını bağışlar” (Fetih 29) buyurmuştur. EY FASIK SENİN DEMİ GEÇMİŞ VE GELECEK GÜNAHLARIN BAĞIŞLANDI Kİ bu sözü sarf ediyorsun.

Doğru yolu bulabilmek için Rasulullaha (s.a.v) tam bir ittiba gerektiğini haber vermek için Ayette: “Allah’a ve Onun kelimelerine gönülden inanan resulüne iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız. Buyrulur.(Araf 158) EY GAFİL SANADAMI UYULDUĞUNDA DOĞRU YOL BULUNUYOR VE SANADAMI İMAN ETMEK ŞART Kİ bu sözleri sarf ediyorsun.

Allah’ı (c.c) sevmenin sadece ona uymakla mümkün olduğunu, ona uyunca ancak Allahında (c.c) bizi seveceğini, mağfiret edeceğini bildirmek için

Ayette:  De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”( Ali İmran 31) buyrulmuştur EY KEZZAB SANA UYULDUĞUNDADA ALLAH C.C BİZİ SEVİYOR VE GÜNAHLARIMIZI MAĞFİRET EDİYORMU Kİ bu sözü sarf ediyorsun.

Bir birimizi çağırır gibi Peygamberimizi (s.a.v) çağıramayacağımızı, eğer buna riayet etmezsek bela ve azaba uğrayacağımızı bildirmek için.

Ayette: (Ey inananlar!) Peygamberin (sizi) çağırmasını aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. İçinizden biribirini siper ederek sıvışıp gidenleri Allah gerçekten bilir. Artık onun emrine muhalefet edenler, başlarına bir belânın gelmesinden veya elem dolu bir azaba uğramaktan sakınsınlar.(Nur, 63) Buyrulmuştur. EY AHMAK SANADAMI BÖYLE SAYGI GÖSTERİLMEZSE AZABA UĞRAYACAĞIZ Kİ bu sözü sarf ediyorsun.

Efendimize (s.a.v) itaatin Allaha (c.c) itaat olduğunu bildirmek için

Ayette: Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.(Nisa, 80)buyrulmuştur. EY DALL SANADAMI İTAAT ALLAHA C.C İTAAT Kİ bu sözü sarf ediyorsun.

 

Sadece Allaha (c.c) imanın yeterli olmadığını ve Peygambere (s.a.v) de iman olmazsa cehenneme gidileceğini bildirmek için.

Ayette: Kim Allah’a ve Peygambere inanmazsa bilsin ki, şüphesiz biz, inkârcılar için alevli bir ateş hazırladık. (Fetih, 13) buyurmuştur. EY DENSİZ SANADA İMAN EDİLMEYİNCE CEHENNEMEMİ GİDİLİYOR Kİ bu sözü sarf ediyorsun.
Ayette:“Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah’a ve Rasulüne iman ederler, sonra şüpheye düşmezler… (Hucurat, 15) buyrulmuştur. EY ZALİM BAK KURAN SENİ YALANLIYOR SENİN GERÇEK İMAN ETMEDİĞİNİ BEYAN EDİYOR EĞER GERÇEK BİR MÜMİN OLSAYDIN PEYGAMBERE S.A.V TAM İMANDA ŞÜPHEYE DÜŞMEZ ODA BİZİM GİBİ BEŞERDİR DEMEZDİN

 

Ayette:“Ey iman edenler! Allah’ın ve Rasulünün önüne geçmeyin! Ve Allah’tan sakının! Şüphesiz ki Allah işitendir, bilendir. Ey iman edenler! Seslerinizi peygamberin sesinin üstüne çıkarmayın! Birbirinize bağırmanız gibi O’na sözü öyle yüksek sesle söylemeyin! Yoksa siz farkında bile olmadan amelleriniz boşa gider! Doğrusu, Allah Rasulünün huzurunda seslerini kısanlar var ya, işte onlar öyle kimselerdir ki, Allah onların kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir mükafat vardır. (Hucurat,1-3)buyrulmuştur. EY SAPIK SENİNDE Mİ HUZURUNDA SESİNİ YÜKSELTENİN SENİ İNCİTENİN AMELLERİ BOŞA GİDİYOR. HUZURUNDA SESİNİ KISANLARA MAĞFİRETMİ EDİLİYOR Kİ bu sözü sarf ediyorsun.

 

Ayette:“Allah’a ve Rasulüne eziyet edenler (yok mu), Allah onlara dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.” (Ahzab, 57) buyrulmuştur. EY MÜNAFIK SANADAMI EZİYET EDİLDİĞİNDE AZABA DÜŞÜLÜYOR Kİ bu sözü sarf ediyorsun.

 

Ayette: Peygamber, mü’minler için kendi canlarından ileridir. Onun eşleri de onların anneleridir. (Ahzab, 6) buyrulmuştur.  EY CANİ SENİNDEMİ CANIN MÜMİNLERDEN İLERDE VE EŞİN MÜMİNLERİN ANNESİ Kİ bu sözü sarf ediyorsun.

 

Ayette:“Şüphesiz ki Allah ve melekleri Peygamber’e salat etmekte (yani onun şerefini gözetmekte ve şanını yüceltmekte)dirler; o halde siz de ey iman edenler, ona salat edin, ona içtenlikle selam edin.(Ahzab, 56) buyrulmuştur. EY KALBİ MÜHÜRLÜ SANADAMI ALLAH C.C. VE MELEKLERİ SALAT EDİYOR SAYGI GÖSTERİYOR Kİ bu sözü sarf ediyorsun. EY KURANA UYDUĞUNU SÖYLEYEN DALL NEDEN BU AYETTEKİ EMRİ YERİNE GETİRMİYORSUN

 

Ayette:……….Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır. Ahzab, 53) buyrulmuştur. EY ASİ SANADAMI RAHATSIZLIK VERMEK BÜYÜK GÜNAHTIR Kİ bu sözü sarf ediyorsun.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e itaati ve saygıyı emreden, O’na karşı gelmekten sakındıran bu ayetler, bunların isteğe bağlı değil, zorunlu olduğunu kesin olarak ortaya koymaktadır yani her müslümanın üzerine vaciptir. Bu da elbette O’na inanmanın ve O’nu örnek bir insan olarak kabul etmenin tabii bir sonucudur. “Bu ayetler münafık ve kafirler içindir, mü’minleri ilgilendirmez” demek; “Mü’minler için peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e itaatsizliğin caiz olduğu” nu söylemek demek olur ki, bu apaçık bir çelişkidir. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e karşı gelmek ve O’na isyan etmek şöyle dursun, O’na eziyet ve saygısızlık edenleri bile, Allah Azze ve Celle yukarıdaki ayetlerde çok sert bir şekilde uyarmıştır.

Ve nihayet bütün varlıklara kurtuluş ve rahmet olduğunu bildirmek için. “ Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik” buyurmuştur.(Enbiya 107)  EY SÖZDE MÜSLÜMAN ÖZDE KAFİR BİLKİ SENİN BİLE KURTULUŞUN BU RAHMETE MUHTAÇTIR. EY ZALİM SENDEMİ ALEMLERE RAHMETSİN Kİ bu sözü sarf ediyorsun.

 

Ayette:“And olsun ki, Allah mü’minlere büyük bir lütufta bulundu; zira daha önce açık bir sapıklık içinde bulunuyorlarken onlara , kendi içlerinden, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderdi.”[1]
Ayette:“And olsun, içinizden size öyle bir peygamber geldi ki, sıkıntıya uğramanız Ona ağır gelir, size düşkün, mü’minlere şefkatlidir, merhametlidir. Eğer yüz çevirirlerse de ki; “Allah bana yeter, O’ndan başka ilah yoktur. O’na dayandım, O, büyük arş’ın sahibidir.”[2]
Ayette:“O münafıklardan öyleleri de vardır ki, Peygamber’i incitirler ve ; “O (her söylediğimizi dinleyen) bir kulaktır.” Derler. De ki; “(O) sizin için bir hayır kulağıdır. Allah’a iman eder, mü’minlere güvenir, sizden iman edenler için ise bir rahmettir.” Allah’ın Rasulünü incitenler yok mu, onlar için pek elemli bir azab vardır.”[3]
“(Ey Rasulüm!) Biz seni ancak alemlere bir rahmet olarak gönderdik.”[4]
“Hem (o peygamber) onlardan (Arablardan) başkalarına (da bütün cin ve insanlara peygamber olarak gönderilmiştir) ki, (onlar) henüz kendilerine kavuşmamışlardır. O Azizdir, Hakimdir. Bu (peygamberlik) Allah’ın ihsanıdır. Onu dilediğine verir. Çünkü Allah pek büyük bir lütuf sahibidir.”[5]
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;
“Bana beş şey verildi ki, benden önce onlar hiçbir kimseye verilmemiştir. Bütün peygamberler sadece ve yalnız kendi kavimlerine gönderildi. Ben ise kırmızı , siyah her türlü ırk ve millete gönderildim. Benden önce ganimetler kimseye helal olmadı, bana ise helal kılındı. Yeryüzü tertemiz ve mescid kılındı. Namaz vakti nerede gelirse, kişi namazını orada kılar. Bir aylık mesafedeki düşmanın kalbine korku konmak suretiyle (Allah tarafından) yardım edilmiştir. Bana şefaat etme salahiyeti verilmiştir.6

Bu raya kadar verdiğimiz ayetlerde ve daha vermediğimiz ayetler de çok açık anlaşılıyor ki Efendimiz (s.a.v) Hayrul Beşerdir (s.a.v) (Beşerin en hayırlısı) Mustafadır  (s.a.v)(Seçilmiştir)  Mahmuddur  (s.a.v) (Övülmüş Methedilmiş) bir beşerdir sizin bizim gibi beşer değildir haşa.  Şefaatı uzma sahibi bir beşer (s.a.v) Firdevsi ala sahibi bir beşer (s.a.v) Allahın (c.c) kendi adıyla yan yana adını andığı tek beşerdir (s.a.v)

Son olarak Ehli sünnet inancında bir hükmü beyan edip bitireceğim.

Ehli sünnet inancında: Peygamberlik müessesesi ve peygamberlikle alay etmek, onları küçük düşürücü sözler söylemek, basitleştirmek, hafife almak sövme sayılır. Bu yüzden diğer peygamberleri veya Hz. Peygamber’i  (s.a.v) küçük gören, alay eden, Hafife alan,  O’na ezâ veren dinden çıkar. Ayetlerde şöyle buyurulur: “Şüphe yok ki, Allah’a ve Resulu ‘ne eziyet verenlere Allah dünyada ve ahirette lânet etmiştir. Onlara çok küçük düşürücü bir azap da hazırlamıştır” (el-Ahzâb, 33/57). “Münafıklardan öyleleri vardır ki, peygamberi incitiyorlar ve, ‘O her söyleneni dinleyen bir kulaktır’ diyorlar. De ki, ‘O sizin için bir hayır kulağıdır. Allah’a da inanır, müminlere de. İman edenleriniz için bir rahmettir. Allah’ın Resulune eziyet verenlere ise acıklı bir azab vardır” (et-Tevbe, 9/61).

SEN BİLEREK EFENDİMİZE BEŞER DİYEN BU SÖZLE ONU HAFİFE ALAN SÖZDE MÜSLÜMAN BİLKİ DİNDEN ÇIKTIN.  ONSUZ BİR DİN KURMAYA ÇALIŞANLAR KURANLA RASULULLAHI AYIRMAYA ÇALIŞANLAR İMAN EDENLERE ONU SIRADAN BİR İNSAN DİYE ANLATANLAR İNANÇLARI ZEDELEMEK İÇİN ŞEYTANLAŞANLAR BİLİN Kİ BUNU ASLA BAŞARAMIYACAKSINIZ VARACAĞINIZ YER BELLİDİR.

Rabbim bizleri ve tüm müminleri Ehli sünnet yolundan ayırmasın. Kuran bize yeter diyenlerin ve onların fikir babalarının inadına, Rabbim bizi sünneti Rasulullahtan ve kurandan zerrece ayırmasın. Amin. Vesselam Veddua

 

Dipnotlar

[1] Al-i İmran, 164, Bkz.: Cum’a, 2
[2] Tevbe, 128-129
[3] Tevbe, 61
[4] Enbiya, 107
[5] Cum’a, 3-4
[6] Ahmed(3/304) Darimi(1/322) Buhari(1/86, 1/113, 4/80) Müslim(mesacid, 2-3) Nesai(1/209-210) Cem’ül Fevaid(8356)

Etiketler:

Güvenlik Sorusu ** Zaman sınırı bitmiştir. CAPTCHA yeniden yükleyin.